Mesajı Okuyun
Old 17-09-2007, 09:31   #5
TRINITY

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/8675
Karar: 2004/9988
Karar Tarihi: 28.09.2004

ÖZET: Davacı, <ayrı yaşamada haklılık> olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş ve bu iddiasını her iki tanık beyanı ile de kanıtlamıştır. O halde davacının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek <hakkaniyet> ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delilerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiştir. Ayrıca fiilen anne yanında bulunan küçük çocuk için başkaca bir koşul aranmadan, davalı babanın katkıda bulunması gerektiği gözetilerek tedbir nafakası verilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması da usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

(4721 S. K. m. 197) (1086 S. K. m. 388)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davada, davalının açtığı boşanma davasının retle sonuçlanıp kesinleştiği, tarafların halen ayrı yaşadığı, davalının evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği, küçük çocuğun da fiilen davacı anne yanında bulunduğu belirtilerek tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir.

TMK. nun 197. maddesine göre: <Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerinde de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.>

Somut olayda davacı, <ayrı yaşamada haklılık> olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş ve bu iddiasını her iki tanık beyanı ile de kanıtlamıştır. O halde davacının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek <hakkaniyet> ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delilerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiştir.

Ayrıca fiilen anne yanında bulunan küçük çocuk için başkaca bir koşul aranmadan, davalı babanın katkıda bulunması gerektiği gözetilerek tedbir nafakası verilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması da usul ve yasaya uygun bulunmamıştır (HUMK. md.388/son, TMK. m.197/son).

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)