Mesajı Okuyun
Old 24-08-2008, 10:51   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Danıştay' a göre, bahsettiğiniz kanunun hükmünün meydana geldiği durumlarda ruhsatın hiçbir suretle verilimiyeceği belirten bir hüküm olduğu; diğer hususların ise yönetmeliğin yani iadrenin takdirine yasayla bırakıldığını kabul ediyor.

Ancak Danıştay'ın 15 yıl önceki içtihatına katılmak mümkün değil, suçun ve cezanın kanuniliği ilkesi gereği bu hususlar idarenin takdirine bırakılmaz. Dediğim gibi Danıştay'da ilgili maddenin anayasaya aykırılı ileri sürülebilir. Gerekirse Yasanın anayasaya aykırı olduğu ileri sürerek Bekletici mesele yapılması gerektiği dahi ileri sürülebilir.


Özetle;

1. Dava yönetmeliğin iptali amaçlı Danıştayda açılmalıdır

a) Yasanın idareye takdir yetkisi verdiği hususlar suç ve celarla ilgili olanların değil; diğer usuli işlemler olduğu ileri sürülür
b) Yönetmeliğile yasanın hükmünün genişletildiği ileri sürülür
c) Suç ve cezanın kanuniliği ilkesi gereği, yasada olmayan bir cezanın yönetmelikle yaratılmayacağı ileri sürülür.
d) Yasanın böyle bir yetki vermesi bu yasanın anyasaya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olacağı ileri sürülür.

2. Danıştay'da açılacak davada süre sonuyla karşılaşmamak için idareye tekrar ruhsat talebinde bulınulur ve red halinde, red işleminin iptali ile yönetmeliğin ilgili hükmünün iptali amaçlı tekrar dava açılabilir diye düşünüyorum.

T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 1994/1874
K. 1995/6118
T. 22.11.1995
DAVA : Dava, davacının silah bulundurma ruhsatı isteminin reddine ilişkin 7.5.1993 tarih ve B.05.1.E.G.M.4.500.44-926/93 sayılı davalı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Manisa İdare Mahkemesi; 1.6.1991 tarih ve 20888 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 91/1779 sayılı yönetmeliğin 16. maddesinin (b) bendinden muhtelif zamanlarda aynı veya farklı türden işledikleri iki veya daha fazla suçtan dolayı mahkemelerce cezalandırılan ve bu cezaları kesinleşip adli sicillere işlenmiş olanlara affa uğramış olsalar veya mahkümiyetleri bütün neticeleriyle birlikte ortadan kalksa yada 657 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun uyarınca adli sicilden silinmiş bulunsalar bile kendilerine hiç bir suretle ateşli silahlarla mermilerini taşıma yada bulundurma izni verilemeyeceği kuralının bulunduğu, dosyanın incelenmesinden, davacının 6831 sayılı yasaya muhalefetten dolayı Alaşehir Asliye Ceza Mahkemesinde iki kez yargılandığı ve yargılanma sonu birincisinde 25 gün, ikincisinde 2 ay hapis cezasına hükmedildiği ve hapis cezalarının para cezasına çevrildiğinin anlaşıldığı, bu durumda yukarıda anılan yönetmelik hükmü uyarınca davacının silah bulundurma izni isteminin reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacı anılan kararın yüz kızartıcı suçlardan ceza almadığı ve suç tarihinden itibaren beş yıl geçtiği iddialarıyla temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.

6136 sayılı Yasanın 7.maddesinde ateşli silahları kimlerin taşıyacakları beş bent halinde belirlenmiş olup, 5.bendinde "Bakanlar Kurulunca Çıkarılacak Yönetmelikte belirlenecek esaslara göre Valiler tarafından verilecek izin vesikası alanların" da ateşli silahları taşıyabilecekleri veya mesken yada işyerinde bulundurabilecekleri açıklanmış olup, maddenin devamında" Silah taşımaya yetki veren kimlik kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esaslar Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir Yönetmelikle düzenlenir." kuralı öngörülmüştür. Aynı maddenin son bölümünde de "ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara; affa uğramış olasalar bile hiç bir suretle ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmez." hükmüne yer verilmiştir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren ve olaya tatbik edilen yönetmeliğin 16. maddesinde silah ruhsatı verilmesini engelleyen durumlar maddeler halinde yazılmış olup (b) bendinde "muhtelif zamanlardan aynı veya farklı türden işledikleri iki veya daha fazla suçtan dolayı mahkemelerce cezalandırılan ve bu cezaları kesinleşip adli sicillerine işlenmiş olanlar" sayılmış olup, maddenin son fıkrasında bu madde kapsamına giren kişiler affedilse ve mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ve 647 Sayılı cezaların infazı hakkındaki kanun uyarınca adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine ateşli silahlarla mermilerini taşıma veya bulundurma vesikası" verilmeyeceği kuralına yer verilmiştir.

6136 sayılı yasanın yukarıda anılan hükmüyle, ateşli silahla cürüm işleyenlerle taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanların affa uğramış olsalar bile hiçbir surette silah taşıma ve bulundurma izni alamaycakları kurala bağlandıktan sonra, silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların da yönetmelikte düzenlenmesi öngörülmüş; bu haliyle de kesinlikle izin verilemeyecekler saptanarak, diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar kuruluna yetki verilmiştir.

Yasanın verdiği açık yetki karşısında, bu yetkiye dayanılarak çıkarılan yönetmelikle iki veya daha fazla suçtan dolayı mahkemelerce cezalandırılanlara silah ruhsatı verilemeyeceğinin kurala bağlanmasında isabetsizlik görülmemektedir.

Bu durumda, iki ayrı suçtan dolayı mahkemelerce cezalandırılan davacının silah ruhsat verilmesi isteminin davalı idarece reddedilmesinde hukuka aykırılık olmayıp; davanın reddine ilişkin temyizen incelenen karar sonucu itibariyle yerinde bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunmayan davacı temyiz isteminin reddiyle, Manisa İdare Mahkemesinin 23.11.1993 tarih ve 1993/824 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle onanmasına karar verildi.