Mesajı Okuyun
Old 12-10-2011, 11:32   #12
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Son GelİŞmeler

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Çok yakın tarihli bir görüş biliyorum.

Olay şu: Banka, 89-1 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonraki süreçte, hesaba giren paraları borçluya ödemiş. Ödediği bu rakam kadar banka aleyhine tazminat davası açılmıştır. Tazminatın yasal dayanağı haksız fiil hükümleridir. Tazminat davasını gören asliye hukuk mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir.

Yargıtay, icra mahkemesinin görevli olduğu görüşü ile kararı bozmuştur. Bozmaya uyulmuş ve dosya icra mahkemesine gönderilmiştir.

İcra mahkemesi de davanın kabulüne karar vermiş; bu kez kararı inceleyen Yargıtay, "bankanın sorumluluğu haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi ile sınırlıdır. Sonradan hesaba giren paralar için sorumluluğu yoktur" görüşü ile kararı bozmuştur. (4.HD)

Dosya şu anda karar düzeltme aşamasında olup, bu talebin reddi halinde yerel mahkemeden direnme talep edilecektir.

Son sözü HGK söylesin diye...

İşte Abant'ın havasının suyunun etkisi böyle...

Son gelişmeler, Abant'ın havasının yerel mahkemelerde pek sökmediğini ortaya koyuyor.

Ne demiştik yukarıda, "Yargıtay, 'bankanın sorumluluğu haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi ile sınırlıdır. Sonradan hesaba giren paralar için sorumluluğu yoktur' görüşü ile kararı bozmuştur. (4.HD)" demiştik.

Önce bir düzeltme; 4. HD değil 12. HD.

12. HD'nin bu kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurduk.

12. HD bizi elbette şaşırtmadı ve karar düzeltme istemini reddetti.

Biz bu sefer, öncelikle 12. HD'ne akabinde de 12. HD'nin bu kararına karşı ağır eleştiriler getirdik.

Daireyi neden eleştirdik? Birincisinin ipuçları yukarda. (Bilenler bilir Abant mevzuu) İkincisi; dünyada en kötü mahkeme kararının "gerekçesiz mahkeme kararı" olduğundan bahisle, dava konusu olayda yerel mahkemelerin kararlarını, olabilecek en kapsamlı şekilde gerekçelendirmesine rağmen bir "içtihat mahkemesi" olan Yargıtay'ın gerekçe yoksunu bir karara imza atmasındaki çarpıcı durumu ifşa ettik. Son olarak da, Yargıtay 12.HD'nin "...ama banka ihbarnamenin tebliğinden sonra hesaplara girecek paralardan haberdar olamaz ki..." şeklindeki önermesinin neden hukuka, akla ve tekolojiye aykırı olduğunu izah ettik.

Sonuç olarak da mahkemeden, doğru ve "gerekçeli" kararında ısrar etmesini talep ettik.

Mahkeme de bu talebimizi kabul etti ve ısrar kararı verdi.

Şimdi son sözü Yargıtay HGK söyleyecek ve bizler göreceğiz; müstakbel alacakların haczi kavramı sadece kağıt üzerinde mi kalacaktır yoksa başta bankalarca olmak üzere uygulanması zorunlu bir kuram olarak mı kabul edilecektir.

Saygılarımla...