Mesajı Okuyun
Old 21-10-2006, 10:53   #73
gerunsal

 
Varsayılan

Bu güne kadar ceza hukukunda edindiğim bilgi (her ne kadar bilgi okyanusundaki bir iki kum tanesini geçmese de) uyarınca idamı bir ceza olarak savunabilmek pek mümkün değil. Özellikle son dönemlerde gelişen ve çoğu kişi tarafından çağdaş ceza sistemi olarak adlandırılan ve cezalandırmanın temel amacının suçluyu topluma geri kazandırmak olması gerektiğini savunan akımın öncülüğünde idam cezasını(?) bir ceza olarak değerlendirmek olanaksız. Çünkü bir ceza her şeyden önce kişiyi tekrar topluma kazandırmayı amaçlamalıdır. Bunun yanında cezalandırmanın olmazsa olmaz koşulu olan suç ve cezanın kişiselliği ilkesi de idam cezasında uygulanması çok zor olan ilkelerden biridir. Her ne kadar idam cezasında suçlu idam edilerek cezalandırıldığı savunulsa da asıl cezayı ailesi ve yakınları çekmektedir.

Bu ilkesel açıklamaların dışında idam cezası günümüz insan anlayışına da sığmamaktadır. Günümüzde dünya üzerinde en önemli varlık olarak addedilen insanın devlet eliyle hayatının sonlandırılması ve bunun bir ceza olarak sunulması ortaçağın karanlıklarında kalmış uygulamalar olarak artık tüm dünyada tarih kitaplarında yerini alması gereken uygulamalar olması gerekmektedir.

Türkiye de bu yolda büyük ve gerekli bir adım atılmıştır. Ama dürüst olmak gerekirse adımın atılış tarzı hukuk devleti ilkesine inan yüz binlerce kişiyi rahatsız etmiştir. Hukuk devletinde sizlerinde bildiği gibi kanunlar kişiler için çıkarılmaz. Kanun halk için, halkın ihtiyaçları için çıkarılır. Ne yabancı güçlerin istekleri ne de her hangi bir kişi için kanun çıkarmak özellikle böyle büyük değişikliklere gitmek kamu vicdanı bakımında kabul edilemeyecek davranışlardır.


</SPAN>
Unutulmamalıdır ki; bir kanun koyucu kanunları koyarken -ki özellikle ceza kanunlarını- konuya ne suçlunun ne de mağdurun gözüyle bakmamalıdır (aksi olursa ya hiç bir suça ceza verilmez ya da tam tersi nerdeyse her suç idam ve benzeri çok ağır cezalara cezalandırılır.). Kanun koyucu toplumun genel kabul ettiği sistemleri kanunlaştırmalıdır. Hukukun da ana çıkış noktası budur. Önce toplumsal bir ihtiyaç doğacaktır ardından da bu ihtiyaca yönelik düzenleme kanun koyucu tarafından yapılacaktır. Şu an içinde yaşadığımız toplum çağdaş uygarlık yolunda ilerleyen (her ne kadar bu ilerleme kaplumbağa adımları ile olsa da) ve tek amacı bu uygarlığın zirvesine ulaşmak olan bir toplumdur. En azından geleceğinden ülkesinden umudu olan bir genç olarak benim bu toplumda gördüğüm temel düşünce budur.


Ayrıca çok merak ettiğim bir- iki konu var; dün idam edilmiş olan (özellikle terörist oldukları için) ve bugün efsaneleşmiş yüzlerce isim var ortada. Bu da idamın istenilen amaca götürmediğinin kanıtı değil mi? Bunun yanında annesine veya kız kardeşine tecavüz edilip sonra o tecavüzcünün öldürülmesini isteyen adamın bu isteği kişinin ilkel içgüdülerinden kaynaklanmaktadır kanımca. Eğer öyleyse o zaman biz insanlık olarak niye yüzlerce yıl önce kısasa kısası terk ettik? Eğer aksi olsaydı bu ülkede her batan bankanın ardından o banka yüzünden mağdur olmuş kişilerin en çok istedikleri şey bu bankaları batıranların öldürülmesi hatta işkenceye maruz bırakılmasıdır. İyi güzel bırakalım yasayı, düzeni, sistemi, ceza hukukunu birisi bir suç işlediğinde mağdura veya mağdurun en yakınına gidelim cezasını o versin biz devlet olarak uygulayalım. Hatta devlet niye uğraşsın ya işi gücümü yok herkes kendi cezasını kendi versin.

Ceza hukuku normları ne mağdurun ne de suçlunun isteğine göre yapılamaz. Toplumun ihtiyaçlarına göre yapılması gerekmektedir. İdamın kaldırılması da dün idamla cezalandırılan suçların bugün cezalandırılmayacağı anlamına gelmez. Bildiğim kadarıyla idam cezasını gerektiren suçlar için bu gün ağırlaştırılmış ömür boyu hapis veriliyor. Yani o suçlular ellerini kollarını sallayarak gezmiyorlar.
</SPAN>


Bugün yaşananlar idam cezasının caydırıcılığı hakkında gerçekten kafamda büyük şüpheler yaratıyor açıkçası. Neden derseniz 18 yıldır idam cezasının fiilen uygulanmayan ülkemizdeki vahşi sapık katil oranıyla Amerika'daki oran karşılaştırılması çok zor. Bugün (yanlışsam lütfen düzeltin) Çin'de uyuşturucu madde kullanmak ve satmak İdamla cezalandırılan suçlardan biri. Ama ne hikmetse Çin en büyük uyuşturucu pazarı konumunda. Bu güne kadar Türkiye de ortaya çıkan -ki bu ülkede 18 yıldır fiilen idam cezası yok- sapık veya seri katil oranıyla herhangi idamı uygulayan bir ülkenin oranları karşılaştırılamaz dahi. Tüm bu gerçeklikler göz önünde dururken idamın caydırıcılığını ortay koymak biraz gülünç kalıyor kanısındayım.

Eğer ceza tam olarak uygulansa o zaman bu vahşi kişiler eylemlerini bu kadar rahat yapamazlar diyorlar. Bu vahşi kişilerin ceza ile korkutulabileceğine inananların onların rehabilete edileceğine de inanmalarını gerektirir bence.