Mesajı Okuyun
Old 26-06-2019, 08:29   #7
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Görüş

Alıntı:
Av. M. Bahadır Özer
Alıntı:
Ayrıca aksi yöndeki anlayış her davada da asile muvafakati olup olmadığını sormanın önünü açacaktır. Bunun bir sonucu yargılamaların uzaması olacağı gibi bir diğer sonucu da avukatlara karşı duyulan güvenin ve avukatın yargılamadaki rolünün değer kaybedecek olmasıdır. Bu anlayışın doğru olmadığı kanaatindeyim.

„Her görüş muhteremdir, ancak muteber değildir“

1.TBK. - Vekalet Sözleşmesi (TBK.m. 502 vd.)
a.Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (m.504)
b.Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrılabilir (m.505/1)

2.Av.K.
a.Avukatlık sözleşmesinin „BELLİ BİR HUKUKİ YARDIMI“ ve
b.meblağı yahut değeri kapsaması gerekir (m.163)

3.Müvekkil – Vekil ilişkisinde
a.Sözleşme (Hukuksal yardımın belirlenmesi+Ücret)
b.Vekaletname (İçeriği)
c.Talimat (Özellikle… sözleşmede belirtilmemiş olan işler için)

4.SONUÇ:
a.Temsil gücü ( Kullanılması – Sınırları „Talimat ve Mevzuat“)
b.Talimat (önceden) - Muvafakat (sonradan)
c.Uygulamanın amacı, avukatı müvekkilline karşı korumaktır.
d.Avukat Hakları bağlamında ve özellikle „ücret“ konusunda sorun çıkmaması için…Talimat (mutlaka) alınmalı.
e.Anımsatma : „Avukatın en tehlikeli hasmı, müvekkilidir…“

Hepimize kolay gelsin...