Mesajı Okuyun
Old 08-01-2009, 14:54   #5
DURU25

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1990/2609

K. 1990/9339

T. 19.11.1990

• ECRİMİSİL TALEBİNDE İNTİFADAN MEN KOŞULU ARANMAMASI ( Meyve Bahçesinin Kullanımından Doğan )

• PAYDAŞLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ECRİMİSİL TALEBİ ( İntifadan Men Koşulu ve İstisnaları )

• İNTİFADAN MEN KOŞULU ARANMAMASI ( Meyve Bahçesi Üzerinde Paydaş Olanlar Arasındaki Ecrimisil Talebi )

• MİRASTAN KALAN MALLAR ÜZERİNDEKİ KULLANIMDAN DOĞAN PAYDAŞLAR ARASINDAKİ ECRİMİSİL DAVASI ( İntifadan Men Koşulu ve İstisnaları )

• MEYVE BAHÇESİ ÜZERİNDEKİ PAYDAŞLIK ( Paydaşlar Arasında Ecrimisil İstenebilmesi İçin İntifadan Men Koşulu Aranmaması )

743/m.908

ÖZET : Her ne kadar kural olarak, paydaşların birbirinden ecrimisil isteyebilmesi intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olmasına bağlı ise de, bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Örneğin; ecrimisile konu edilen taşınmazın ( meyve bahçesi gibi ) Doğal ürün veren ( dükkan gibi kira getiren ), hukuksal semereli bir yer olması, ecrimisil isteyen paydaşın diğer paydaş veya paydaşlar aleyhine daha önce ( ortak taşınmazın yalnızca onlar tarafından kullanılmasına rıza göstermediğine dair ) Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil gibi davalar açmış bulunması, taşınmazı kullanan davalı paydaş veya paydaşların, davacı paydaşın paydaşlığını inkar ( başka bir anlatımla taşınmazın tamamında hak iddia ) Etmesi hallerinde intifadan men koşulu aranmaz, ya da açılan önceki davanın dava dilekçesinin tebliği tarihinden sonrası için intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Bu gibi durumlar dışında ise, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu, yemin dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
DAVA : Dava dilekçesinde fazlaya ait hak saklı tutularak 165.000 lira ecrimisilin masraflarla birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, taraflara ortak muristen kalan 240 ve 247 parsel sayılı incir bahçelerinin, davalılarca işgal ve istifade edilip davacının yararlandırılmadığı iddiasıyla 1984-1988 yıllarına ilişkin olarak ecrimisil istenmiştir.
Mahkemece, sözkonusu taşınmazların taraflara ortak muristen kaldığı ve dolayısıyle paydaş oldukları kabul edilerek intifadan men koşulunun gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar kural olarak, paydaşların birbirinden ecrimisil isteyebilmesi intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olmasına bağlı ise de, bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Örneğin; ecrimisile konu edilen taşınmazın ( meyve bahçesi gibi ) doğal ürün veren, ( dükkan gibi kira getiren ) hukuksal semereli bir yer olması, ecrimisil isteyen paydaşın diğer paydaş veya paydaşlar aleyhine daha önce ( ortak taşınmazın yalnızca onlar tarafından kullanılmasına rıza göstermediğine dair ) elatmanın önlenmesi ve ecrimisil gibi davalar açmış bulunması, taşınmazı kullanan davalı paydaş veya paydaşların, davacı paydaşın paydaşlığını inkar ( başka bir anlatımla taşınmazın tamamında hak iddia ) etmesi hallerinde intifadan men koşulu aranmaz, yada açılan önceki davanın dava dilekçesinin tebliği tarihinden sonrası için itifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Bu gibi durumlar dışında ise, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu, yemin dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Ecrimisile konu edilen taşınmazların, gerek kayden ve gerekse fiilen incir bahçesi oldukları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu nitelikleri itibariyle doğal ürün veren yerlerden sayılacaklarından intifadan men koşulu aranmamak gerekir. Kaldı ki, davacı tarafından aynı davalılar aleyhine 20.10.1986 tarihinde açılan ve Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesi’nce 14.4.1987 gün ve 1627/617 sayı ile karara bağlanan izaleyi şuyu davasının dava dilekçesinde; davacının, kendisini davalıların bu taşınmazlara sokmadıklarına dair iddiası mevcut olmakla, o dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği tarihten sonrası için davacı lehine intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Öte yandan, bu davanın keşfinde bir kısım davalıların, anılan taşınmazlarda davacının payı veya ilgisi bulunmadığını öne sürmüş olmaları dahi onlar yönünden, intifadan men koşulunu kendiliğinden gerçekleştirir.
O halde; belirtilen ilkeler gözetilerek, özellikle sözkonusu taşınmazlardaki incir ağaçlarının ( yalnızca davalı paydaşlarca dikilip yetiştirilmesi durumu müstesna olmak üzere ) ortak muris tarafından yada taraflarca müştereken dikilip yetiştirildiği belirlenirse, intifadan men koşulu aranmayacağından, diğer yönler ( yani taraflar arasında düzenlenen ve anılan izaleyi şuyu davasının reddine ilişkin karara esas alınan 3.9.1970 tarihli sözleşmede yazılı bölüşme şekli ve bu sözleşmeye göre davacıya ayrılan taşınmaz bölümünün davalılarca işgal edilip edilmediğinin kesin olarak saptanması ve işgal bulunduğu takdirde bu bölüm için intifadan men aranmaksızın işgal süresi ve ecrimisil miktarı gibi hususlar ) üzerinde durulması ve sonuçlarına göre bir karar verilmesi gerekirken, bu cihetin düşünülmeksizin yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ) ve peşin ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.