Mesajı Okuyun
Old 09-04-2009, 13:50   #1
monet

 
Varsayılan mühür bozma

Müvekkilim, mühür bozma (TCK 203) suçundan yargılanmaktadır.Olay tarihinde, elektiği kesmek için şirkete gelen tedaş görevlisi, elektriği kesmez ve mühür vurmaz, ancak usulen sanki mühürlenmiş gibi tutanak tutulur ve şirkette bulunan çalışanlardan biri tutanağa imza atar.(imzalayan müvekkil değil) Tedaş görevlisi, birkaç gün içinde borcu kapatın, şu an için kesmedim, sorun çıkmaz der ve gider. Ancak borç kapanmayınca, ikinci gelişinde, mühür bozulmuş ve elektrik kullanılmıştır diye ikinci bir tutanak tutar ve bu kez fiilen de mühürler. Ve sonuç itibari ile dava açılır. Birinci sorum şudur;
Tedaş görevlisi ilk gittiği gün ( iddianamede suç tarihi şeklinde geçer) fiilen mühürleme yapmamıştır. Ancak elbette ki mahkemede fiilen de yaptım diyecektir. Onun sözüne karşılık şirkette çalışanların sözü ne derece etkili olacaktır..Bu yönde bir yargıtay kararına ihtiyacım var.
ikinci sorum; müvekkil ,şirketin sahibi ve ya sorumlu müdürü değildir. Yalnızca ihracat müdürüdür ve imzaya yetkisi vardır. Fiilen yapılan mühürleme işleminden sonra tedaşa gidip bir miktar ödeme yapmış , ayrıca kalan bakiye için ödeme taahüdü vermiştir. Bu sebeple Tedaş tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu da düşünüyorum. Sadece imzaya yetkili olmak bu suçtan şirket adına cezalandırılmak için yeterli midir?
Her iki konuya ışık tutan yargıtay kararına ihtyacım var. Şimdiden teşekkür ediyorum