Mesajı Okuyun
Old 09-09-2011, 19:04   #3
Av.Ali ŞAN

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/4068

K. 2007/8188

T. 27.9.2007

• İHTİYATİ HACİZ ( Uygulandıktan Sonra/Yokluğunda İse Tutanağın Kendisine Tebliğinden İtibaren Yedi Gün İçinde Takibe Geçilmesi Veya Dava Açma Gereği )

• İHTİYATİ HACZİN GIYAPTA YAPILMASI ( Alacaklının Tutanağın Tebliğinden İtibaren Yedi Gün İçinde Takibe Geçmesi Veya Dava Açmaya Mecbur Olması - Tebliğ Edilmezse En Erken Dosyada İşlem Yaptığı Tarihte Haberdar Olduğunun Kabulü )

• İHTİYATİ HACZİ ÖĞRENME TARİHİ ( Gıyabında Yapıldığında Tutanağın Kendisine Tebliği İle Öğrendiği - Tebliğ Edilmez İse En Erken Dosyada İşlem Yaptığı Tarihte Öğrendiğinin Kabul Edilmesi )

2004/m. 261, 264


ÖZET : İcra takibine başlamadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı haczin tatbikinden, haciz yokluğunda yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur. Somut olayda davacı yanca yapılan talep üzerine, araç üzerine ihtiyati haciz konmuş, ancak davacının gıyabında yapılan bu hacze ilişkin tutanak davacıya tebliğ edilmemiştir. İcra müdürlüğünce yazılan ihtiyati haciz yazısının elden takipli olmadığı ve müzekkereye cevap için posta pulu eklendiği görülmüştür. Bu itibarla davacı yanın en erken, dosyada işlem yaptığı gün, ihtiyati haczin uygulandığından haberdar olduğunun kabulü gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır.
Davalı Süleyman vekili dava dışı borçluya elden para verildiğini, borçlunun takip aşamasında sürelerden feragat etmesinin ve müvekkilinin takibe kadar geçen süre için faiz talep etmemesinin muvazaayı kanıtlamayacağını; diğer taraftan davacı haczinin düştüğünü ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalı borçlu Cemal hakkında açılan davanın husumetten; diğer davalı Süleyman kaya hakkında açılan davanın ise, davacı yanca konulan ihtiyati haczin İcra ve İflas Kanunu'nun 261 nci maddesi uyarınca ortadan kalktığı ve davacının geçerli bir haczi bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu 264 ncü maddesinin birinci fıkrasına göre, icra takibine başlamadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı haczin tatbikinden, haciz yokluğunda yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur. Somut olayda davacı yanca yapılan talep üzerine bedeli paylaşıma konu araç üzerine 02.09.2004 günü ihtiyati haciz konmuş, ancak davacının gıyabında yapılan bu hacze ilişkin tutanak davacıya tebliğ edilmemiştir. Dosyanın incelenmesinde icra müdürlüğünce yazılan ihtiyati haciz yazısının elden takipli olmadığı ve müzekkereye cevap için posta pulu eklendiği görülmüştür. Bu itibarla davacı yanın en erken, dosyada işlem yaptığı 20.09.2004 günü, ihtiyati haczin uygulandığından haberdar olduğunun kabulü gerekir. Takip talebi 22.09.2004 günlü olduğundan, davacının yasal yedi günlük süreyi geçirmediği ve bu nedenle de ihtiyati haczinin hükümden düşmediği anlaşılmaktadır.
Açıklanan durum karşısında esasa girilerek inceleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx