Mesajı Okuyun
Old 11-01-2007, 22:06   #5
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan E@beyanname Hukuka Zorunluluğu Aykırıdır !..

Sayın Yalçın,

Önceki cevabımızda, yılsonu yoğunluğumuz nedeniyle açıklamaya zaman bulamadığımız bazı noktaları sorunuza daha da yakından bakarak açıklamanın yararlı olacağını düşünüyoruz. Sorunuzun tam cevabı belki sizin için süresini geçirmiş olabilir. Ama yine de konuya katkı koyanların ve bundan böyle konuyu okuyacak olanların bilmesi açısından gerekli olduğuna inanıyoruz.


İlk olarak, e@beyanname zorunluluğu getirilmesi hukuka ve Anayasa’ya aykırıdır. Bu konuyu aşağıda ayrıca ve kısaca özetleyeceğiz.


01. Yaşadığınız olay kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. İlki, beyan dönemleri nedeniyle, ikincisi ise birincisiyle bağlantılı olarak yasa değişikliği nedeniyledir.

02. Müvekkil (bize göre mükellef) şirketinizin şahıs şirketi değil de bir sermaye şirketi olduğunu ve normal hesap dönemine tabi olduğunu varsayıyoruz. Bu durumda, 2004 takvim yılına ait yıllık kurumlar vergisi beyannamesi 15.04.2005 tarihine kadar beyan edilmesi gerekiyor idi. Şirket vermiş ama elden vermiş. Elektronik ortamda vermediği için ceza kesilmiştir. Cezanın nedeni de; 03.03.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış 346 seri nolu VUKGT’nin, “2. Beyannameleri Elektronik Ortamda Göndermek Zorunda Olanlar:

31/12/2004 tarihi itibariyle aktif toplamı 200 milyar Türk Lirasını (200.000 YTL) veya 2004 hesap dönemine ait ciroları toplamı 400 milyar Türk Lirasını (400.000 YTL) aşan ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi mükellefleri, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi, Kurumlar Vergisi Beyannamesi ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.” bölümüdür.


03. Oysa söz konusu tebliğde her ne kadar, bu tebliğin “Vergi Usul Kanununun(1) mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, aşağıda belirtilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi mecburiyeti getirilmiştir.“ ifadesiyle düzenleyici bir idari işleme yasal dayanak gösterilmiş olsa bile hukuka uygun değildir. Ne yazık ki idare bu ilkeyi çoğu zaman ihlal ederek, hukuku hiçe saymaktadır. Aynı tebliğde “Elektronik ortamda gönderilme zorunluluğu getirilen beyannamelerin, elden veya posta ile gönderilmeleri durumunda, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde mükellefin durumuna uyan özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.“ Oysa Genel Tebliğe göre ceza kesilemez. Çünkü Cezaların Kanuniliği Ceza Hukukunun olduğu gibi, Vergi Hukukunun da evrensel bir ilkesidir. Fiilin gerçekleştiği 2005 Nisan döneminde vergi hukukunda ve yasalarında beyannameleri elektronik ortamda vermemenin mükellefin durumuna uyan özel usulsüzlük cezası tanımlanmamıştı. Fiil tarihinde, VUK’nun Mükerrer 355/1. maddede elektronik ortamda beyanname verilmemesi nedeniyle cezai yaptırım uygulanacağına ilişkin düzenleme söz konusu değildi. Tam tersine bilgi vermemek ile ilgiliydi, idarenin yazılı bilgi istemine rağmen verilmemesi halinde geçerliydi. Oysa olayınızda beyanname süresinde verildiğinden, elektronik ortamda verilmediği gerekçesiyle, tebliğe göre, ceza uygulanamaz.


04. VUK’nun mükerrer 355. maddesinde fiil tarihinde yasal boşluk olduğu için;
(5398 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 21.07.2005) Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usûlsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde 1/4 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanır. hükmü getirilmiştir.
13.10.2005 tarihli V.U.Kanunu –351 nolu genel tebliği ile mükerrer 355 nci madde de yeniden düzenleme yapmıştır.” Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası miktarının beyannamenin kanuni sürenin sonundan başlayarak 15 gün içinde verilmesi halinde ¼ oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise ½ oranında uygulanacağı “ tebliğ edilmiştir.


05. Davayı kaybederseniz şeklinde görüş öne süren değerli forumdaşlar, yasal çelişkiyi daha iyi anlamışlardır sanırız.

Bu anlamda kazanılmış pek çok yargı kararı alınmıştır.


06. Gelelim hukuka ve anayasaya aykırılığına;
Oluş Yayıncılık AŞ’nin Ankara: 02.06.2006 tarihli Şefik Çakmak tarafından hazırlanan (IV/108) Vergi Usul Kanunu Sirküler’indeki görüşlerinden bazılarına:
“….
Elektronik imzanın hukuki alt yapısını hazırlamadan, elektronik ortamda beyanname almak yanlıştır. Çünkü elektronik ortam güvenli değildir. Ayrıca elektronik imzanın hukuki alt yapısı oluşturulmamış olduğundan beyan ile vergi yükümlüsü arasında imza ile oluşan bağlantının kurulamaması olasılığı vardır. Vergi idaresinin, elektronik ortamda beyanname verecek vergi yükümlülerinden zorla taahhütname alma, bazı sözleşmelerin imzalanmasını zorunlu kılma gibi önlemler almak istemesi, beyannamelerin elektronik ortamda verilmesinin güvenli olmadığının vergi idaresince kabulünden ve güvenlik arayışı içinde olmasından başka bir şey değildir. Beyannamelerin elektronik ortamda verilmesinin yarattığı güvensiz ortamdan korunması gereken mükelleflerdir. Çünkü güvensiz olduğu kabul edilen elektronik ortamda beyanname almak vergi idaresinin kendi isteğidir. Mükellefler beyannameyi elektronik ortamda vermek zorunda bırakılmaktadırlar. Maliye Bakanlığı ise mükelleften taahhütname alarak kendini güven altına almak istemektedir. Böylece elektronik ortamda beyanname verilmesinden kaynaklanan risk, taahhütname veren mükellef ve vergi sorumlusu için daha da büyümektedir.
…….
Ancak mükellef ve vergi sorumlusu güvensiz olduğu vergi idaresince de kabul edilen ortama zorla konduktan sonra, taahhütname alınarak bu ortamın risklerinin mükellefe yüklenmesi kabul edilemez, hukuki değildir.
Elektronik imzanın işlerliği için gerekli yasal düzenlemeler yapıldıktan, böylece elektronik ortamda beyanname vermenin hukuki alt yapısı oluşturulduktan sonra uygulamaya geçilirse, vergi ödevlerini yerine getiren mükelleften taahhütname alınma gibi, kamu hukuku dışına çıkılmasına gerek kalmayacaktır.
Bu taahhütlerin geçerliliği konusu tartışmalıdır. Çünkü taahhüt hür irade ile imzalanan, imzalanması gereken ve özel hukuk alanında geçerli bir belgedir. Yurttaş vergisel ödevleri yönünden beyanname vermek zorundadır. Beyanname vermemenin doğrudan yasalardan kaynaklanan çok önemli yaptırım ve cezaları vardır. Vergisel ödevin (beyanname verme), beyannameyi kabul edecek makam tarafından taahhütname imzalanma koşuluna bağlanmış olmasının, anılan taahhütnamenin geçerliliğini ortadan kaldıracağını düşünüyoruz.
…….
KVK.nun 21 inci maddesinde de Nisan ayının on beşinci günü akşamına kadar gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verileceği ve vergilerin tahakkuk edeceği; GVK.nun 91 inci, KVK.nun 23 üncü maddelerinde de yıllık beyannamelerin şekil, muhteva ve eklerinin Maliye Bakanlığı’nca belirleneceği ve mükelleflerin beyanlarını bu beyanname ile yapmak zorunda oldukları belirtilmiştir.
……
Beyannamelerin imzalanması ve onaylanması düzenlemesi ile elektronik ortamda verilmesi düzenlemeleri çelişmektedir. Çünkü beyannameler, vergi yükümlüsü hakkında hüküm ifade eder ve mükellefin kendi beyanı olan beyanname, mükellefi bağlar. Mükellefin kendi beyanı olduğunun saptanması yönünden mükellef tarafından imzalanmış olması son derece önemlidir. Beyanname ve dayanağı defter ve belgelerle ilgili işlemler 3568 sayılı yasanın yetki verdiği meslek mensuplarınca yürütülüyorsa veya yeminli mali müşavirlerce onaylanıyorsa, meslek mensupları ve yeminli mali müşavirlerce ayrıca imzalanacaktır. Ancak elektronik ortamda verilen beyannamenin ne mükellef ne meslek mensubunca imzalanması mümkün değildir. Bu nedenle, vergi idaresince beyannameyi elektronik ortamda gönderecek kişiye kullanıcı kodu, şifre ve parola verilmektedir. Bu beyannamelerde imza bulunmamaktadır. Beyannamelerde imza bulunmaması, beyanının mükellefe aidiyeti ve beyannamelerin meslek mensubunun bilgisi içinde olması ile çelişmektedir.

Elektronik ortamda beyanname gönderecek yükümlüler, beyanname doldurma programlarını Gelirler Genel Müdürlüğü internet sitesine bağlanarak kendi bilgisayarlarına yükleyeceklerdir. Sonra bu program gereğince hazırlanan beyannameler kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanılarak gönderilecektir. Kısaca özetlediğimiz bu işlemden de anlaşılacağı üzere beyannamelerde imza olmayacak, kullanıcı kodu, parola ve şifre verilen kişinin imzası var kabul edilecektir. Kullanıcı kodu, parola ve şifre tek kişiye verileceğinden, beyannamenin tek kişi tarafından (gerçek veya tüzel) imzalandığı var sayılmak durumundadır.

Oysa beyannamenin vergi yükümlüsü tarafından imzalanması, beyana göre vergi alabilmenin kaçınılmaz sonucu ve vazgeçilmez koşuludur.
…….
. Elektronik ortamda beyannamenin kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanılarak gönderilmesi ancak tek kişinin yapabileceği bir işlemdir. İşlemi yapan imzalamış sayılsa bile (bunun da hukuk yönünden eksiklik ve sakıncasına ileride değineceğiz), beyanname sanal olarak bile tek kişi tarafından imzalanmış sayılmak durumundadır. Elektronik ortamda gönderilen beyannamede ya mükellefin ya meslek mensubunun imzasının olmadığı kabul edilmek durumundadır.
….

Bu Devletin her yurttaştan ayrı ayrı yasalara uyacağı konusunda taahhütname alınması gibi anlamsız bir işlemi ifade ediyor. Devletin yayınladığı genel tebliğ ve diğer düzenlemeler, yasalara uygunsa herhangi bir taahhüde gerek kalmadan uyulması gereken, uyulmazsa yaptırımı olan kurallardır. Yasalara aykırı ise, taahhütname imzalatılarak uygulanma olanağı sağlanması kamu hukuku yönünden zaten söz konusu olamaz. Yurttaşın bu kurallara uyacağı konusunda taahhütte bulunması oldukça gariptir. Devlet anlayışı yönünden acı ve hüzün vericidir.”



07. Vergi idaresinin e-beyanname uygulama ve uygulatma özentisi, anlamsız bazı işlemlere, gelir ve kurumlar vergisinin temeli olan mükellefin verdiği beyannameye göre vergi alınmasını ve bu beyanname esas alınarak denetleme yapılmasını yani gelir ve kurumlar vergisinin esasını sakatlamıştır.



08. Burası elbette bir vergi mahkemesi ve/veya Danıştayın forum sayfası değildir ve forum sayfasının sınırlarını aştığımızın da farkındayız. Ama konu bizce çok önemlidir. Yalnızca biçimsel olarak değil esası açısından ele alınması daha önemlidir. Arzu ederseniz konuyu daha da derinleştirerek değerlendirmeyi sürdürebiliriz.