Mesajı Okuyun
Old 20-01-2013, 19:02   #32
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Abalı
Kesinlikle... Devlet memurun itibarını zedeleyici davranış olarak nitelendirilebiliyor...

Size şahit olduğum bir olayı anlatayım. Bir okulda iki evli olan iki öğretmen, birbirine aşık oluyor. Yani her ikisi de başka bir kişiyle evli. Ve defalarca cinsel ilişki yaşıyorlar. Olay ortaya çıkınca ikisi de "devlet memurunun itibarını zedelemekten disiplin cezası alıyorlar ve Okul Müdürü tarafından farklı okullara gönderiliyorlar. Adlî olarak elbette suç olmadığı için bir ceza almıyorlar.
.................................................
Alıntı:
Yazan Alıntı
DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ VERİLMESİNİ GEREKTİREN FİİL VE HAL:

“Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak (md.125/E-g)

Fıkranın uygulanmasında en önemli nokta yüz kızartıcı hareketlerin neler olduğunun tespitidir. Çünkü Ceza Kanununda yüz kızartıcı suçların tanımı yapılmamıştır.
DMK’nun 48 inci maddesinde yüz kızartıcı suçlar olarak zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçları yüz kızartıcı suçlar olarak sayılmış ve bu sayma sonunda "gibi" sözcüğü kullanılarak bu saymanın tahdidi olmadığı ve benzer suçların da yüz kızartıcı suçlardan sayılabileceği anlamına gelen bir düzenleme mevcuttur.

Fıkrada ayrıca utanç verici hareketlerden de söz edilmektedir. Böylece yüz kızartıcı suç sayılmamakla birlikle utanç verici suçlardan sayılan hareketlere de Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilecektir. Utanç verici hareketler ,toplumda yerleşmiş yüksek ahlaki değerlere tezat olan, adap ve aile düzenini tahribe yönelik olan cürümlerdir. Bu cürümler TCK’nun genel adap ve aile düzenine karşı cürümler şeklinde ayrı bir bapta düzenlenmiştir.

Yanıtlarımızda "yüz kızartıcı" öğeyi unuttuk, sanırım:

Alıntı yapılan mevzuattaki açıklamayla değerlendirildiğinde; yukarıda verdiğiniz örneğin aslında oldukça masumâne kaldığını gösteriyor; söz konusu mevzuat '... gibi' ifadesi, ucu açık bir sürece izin veriyor..

Aslında bu durum; her suçun ve bunun kurumlardaki idarî uzantıları olarak da her disiplin cezasının tam olarak tanımlanmamış olması; hukuk devleti imajının değişken kalmasına, aynı kusura farklı cezalar verilmesine; kötüye kullanılabileceğine ilişkin kuşkuları artırmaz mıydı?

Nice paylaşıma, selamla.