Mesajı Okuyun
Old 07-06-2004, 20:39   #8
Gemici

 
Varsayılan

Avukatlık Almanyada ve Almanyaya komşu olan İsviçre ve Avusturyada yargı organının bir organı olarak (Organ der Rechtspflege) tanımlanıyor. Alman Avukatlık kanununa göre, avukatlık yargının serbest/bağımsız bir organıdır. Buradaki serbestliğin anlamı avukatlığın devlete ve müvekkile karşı bağımsız olduğudur.
Savunmanın/Avukatlığın Alman Hukukundaki konumu ancak avukatlık mesleğinin ve savunmanın tarihi gelişmesini bilmekle mümkün olur. Bu tarihi geçmişte Enkizisiyon var.

Enkizisyon ortaçağın sonlarına damgasını vurmuş tarihsel bir olgu ve bu çağdaki toplumsal çöküşün ve bu çöküşe bağlı olarak artan suçluluğun bir ürünü. Polis güçlerinin bütün suçları aydınlatma ve suçluları ortaya çıkarma imkanları olmadığından suçlar çoğalıyordu. Suçların artmasını önlemek için yüksek ceza vermek suretiyle potansiyel suçluları korkutma yolu seçilmişti. Bu yüzden cezalandırmada suçlu olana, suçuna uygun cezadan ziyade diğerlerine örnek olacak cezalandırma ve topluma yönelik genel önleme ön planda geliyordu.

Hakim, savcı ve avukatlık kurumları enkizitörün sıfatında birleştirilmişti. Sorgulayan, savunan cezalandıran veya beraat ettiren tek kişi. Hakikati öğrenmek ve cezalandırmak için gerekirse işkence yoluna başvuruluyordu. Enkizitörün bu sonsuz yetkisine paralel olarak eski cermen hukukundan gelen Fürsprecher (koruyucu, kayırıcı, yardımcı) kurumu devam ediyordu ama Enkizitörün emrinde idi. Rolü zanlıyı işkenceye gerek kalmadan itiraf ettirmeye çalışmak, gerekirse suçsuzluğunu kanıtlıyacak delil ve şahitleri ortaya çıkarmaktı.

Ceza davalarında savunmanın ortaya çıkması ve gelişmesi özellikle Fransız Hukukunun ve Devriminin etkisiyle başlamıştır. Bu gelişmenin bir ürünü olarak avukatlık kurumu Almanyada 1959 senesinden beri kullanılan ve Avukatlık Kanununda yer alan (Madde 1)“unabhängiges Organ der Rechtspfle”(yargının bağımsız organı) kavramı ile tanımlanmaktadır.

Bu tanıma bağlı olarak avukatların hak ve ödevlerinin sınırları belirlenmektedir. Bu belirlemede Anayasa Mahkemesinin değişik karalarının büyük bir katkısı var.

Anayasa mahkemesine göre ”yargının bağımsız bir organı” tanımı avukatı devlete karşı ve müvekkile karşı bağımsız kılmaktadır. Vazifesini yaparken avukat kimseye bağımlı değildir. Görevi gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamaktır. Alman Avukatlık kanununa göre avukat görevini yaparken hakikati çarpıtacak ispat vasıtalarını kullamamaz. 2003 senesinde verdiği bir kararda anayasa mahkemesi, müvekkilinden aldığı yanlış bilgileri karşı tarafa bildiren avukatın bu yanlış bilgilerden dolayı sorumlu tutulamıyacağını belirtmiştir. Anayasa mahkemesine göre avukat burada fikrini serbestçe söylemek hakkına sahiptir ve müvekkilinin söylediklerinin doğru olup olmadığını araştırmak zorunda değildir. Avukat burada anayasa tarafından korunan “mesleğini serbestçe ifa etmek” hakkını kullanmaktadır. Yargının bağımsız bir organı olarak ve yargı makamları önünde hakkını arayan tarafın temsilcisi olarak avukat, hakikate uygun çözümün bulunmasında yardımcı olur. Bu arada hukuka vakıf olmayan müvekkilinin hakkını elde etmesine çalışır. Bunları yaparken de karşı tarafa her zaman müsamahakar olamaz.


Anayasa mahkemesi içtihatlarına göre avukatlar hak arıyanların temsilcisi olarak, savcıların ve hakimlerin yanında, adaletin gerçekleşmesi, haklının hakkını elde edebilmesi için verilen Hukuk Mücadelesinde başarılı olabilmek için özel haklar ve mükellefiyetlerle donatılmalıdır. Adaletin gerçekleşmesinde avukatların kamu hukukundan doğan yükümlülükleride vardır.

Kanun avukatı yargının bir organı olarak görse bile, avukat herşeyden önce müvekkilinin menfaatlerini korumakla yükümlüdür. Müvekkilini hukuki bütün konularda aydınlatmak ve mahkeme önünde savunmakla yükümlüdür. Mümkün olduğu sürece anlaşmazlıkları mahkemeye gitmeden çözmelidir.

Almanyada yerleşik kanıya göre avukatların bağımsızlığı hukuk devletinin bir gereğidir. Bu durumda avukat hukuk devletinin bir tamamlayıcısıdır, bir parçasıdır.

Avukatın Mesleki Görevleri:

Avukatların mesleki mükellefiyetleri/hak ve ödevleri avukatlık kanununda ve avukatlık meslek yönetmenliğinde belirtilmiş. Bunlar:
Bağımsızlık, Meslek sırrını saklamak, menfaat çatışmalarına yol vermemek ve diğer mükellefiyetler olarak sınıflandırılıyor.
1.Bağımsızlık: Avukat mesleki bağımsızlığını tehlikeye sokacak mükellefiyetler üstlenmez, taahütlere giremez

2. Meslek sırrını saklamak: avukat sır saklamakla yükümlüdür ve sır saklamak hakkına sahiptir. Bu hak ve mükellefiyet mesleğinin icrası ile ilgili bütün konular içindir ve vekalet münasebeti son erdikten sonra da devam eder. Herkesin bildiği konular buna dahil değildir.

3. Menfaat çatışması: avukat aynı hukuki anlaşmazlıkta, menfaatleri birbiri ile çelişen kimseleri temsil edemez. Bu sadece mesleki bir yasak değil aynı zamanda suç.

4. Diğer mükellefiyetler:
Avukat mesleğini ifa ederken gerçeklere aykırı/olayla ilgisi olmayan şekilde hareket edemez. Gerçeklere aykırı hareket özellikle, yalan ve karşı tarafın sebebiyet vermediği aşağılama ve hakaretlerdir.

Saygılarımla