Mesajı Okuyun
Old 05-09-2006, 17:46   #1
obaykan

 
Varsayılan Mutluluğu ertelemek

Büyük kentlerin ve iş dünyasının gürültülü atmosferinden yorgun düşen çok
zengin bir İstanbullu sanayici, Ege'nin küçük, temiz, gürültüsüz bir sahil
kasabasına tatile gitmiş. Rıhtımda sabah yürüyüşü yaparken, tuttuğu birkaç
kasa balığını şarkılar, türküler eşliğinde neşe içinde satmaya çalışan orta
yaşlı bir balıkçı dikkatini çekmiş.

"Merhaba balıkçı" demiş yaklaşarak, "Bu sabah fazla balık tutamamışsın."

"Tutabilirdim," diye cevap vermiş Egeli balıkçı, "Fakat bunun için daha uzun
bir süre avlanmam gerekiyordu."

"Ee.. avlansaydın, bu saatte eve gidip de ne yapacaksın ki sanki?"

"Karımı ve çocuklarımı alıp parka götüreceğim. Küçük oğlumu salıncakta
sallayacağız. Öğle yemeğini hep beraber Reis'in balık lokantasında
yiyeceğiz. Sonra ormanda yürüyeceğiz. Akşam olunca da evimize döneceğiz. Ben
gitarımı karım için çalarken, o küçük bebeğimize ninni söyleyecek."

"Yine de bütün gün tutmalısın dostum, senin yaptığın iş değil."

Balıkçı şaşkın şaşkın İstanbullu sanayiciye bakmış:

"Neden? Gül gibi geçinip gidiyoruz işte..."

İstanbullu "Ne aptal adam!" dercesine balıkçının yüzüne gülmüş:

"Olur mu öyle şey, hayat geçinmekten ibaret değil ki, başka şeyler de var."

Balıkçı daha beter şaşırmış:

"Başka ne var?"

İstanbullu balıkçının yanına giderek sandalına oturmuş ve anlatmaya
başlamış:

"Bence balık tutmaya daha çok zaman ayırmalısın. Daha çok balık tutup daha
fazla para kazanarak tekneni büyütmelisin. Onunla daha çok balık tutacaksın.
Daha fazla kazanacak, kazandığınla modern avlanma tekniği satın alacaksın.
Radarlar, sonarlar, eğitimli personel... Birkaç balıkçı filon olacak.
Derken, zamanla şirketleşeceksin. Sonra zamanı geldiğinde şirketlerini halka
açacaksın. Eline geçecek parayla holding kuracaksın. Tekel oluşturacaksın.
Dünyanın her tarafına balık ve balık ürünleri satacaksın..."

Balıkçının gözleri aval aval açılmış. İstanbullunın anlattıklarını takip
etmekte zorlanıyormuş. O susunca çekinerek sormuş:

"Bunu neden yapayım?"

"Nedeni para!" demiş İstanbullu, "Çok paran olacak, milyon dolarlarla
oynayacaksın."

Balıkçının şaşkınlığı devam etmiş:

"Peki sonra?"

İstanbullu biraz düşündükten sonra cevaplamış:

"İşler yoluna girip adamakıllı zengin olduktan sonra; istersen kendini
emekliye ayırır, küçük, temiz, gürültüsüz bir balıkçı kasabasına
yerleşirsin. Artık keyfin çektikçe denize açılır, sadece zevk için tutarsın.
Kalan zamanını karına ve çocuklarına ayırırsın. Onları parkta, ormanda
gezdirirsin. Akşamları evinizde birbirinize eski günleri anlatır, karına
gitar çalıp mutlu edersin. Nasıl, anlattıklarım hoşuna gitti, değil mi?"

Balıkçı bıyıkaltı gülümseyerek:

"İyi de, ben zaten öyle yaşıyorum ki, MUTLULUĞUMU NEDEN YILLAR SONRASINA
ERTELEYEYİM?"

yazarı bilinmiyor