Mesajı Okuyun
Old 31-05-2006, 22:49   #3
Gemici

 
Varsayılan Takı’lı Demokrasi

Yeni evlilere, düğün sırasında veya düğünden sonra, hediye vermek hemen hemen her ülkede var olan bir gelenektir. Bu türden bir geleneğin yerleşmesinin ve devam etmesinin temelinde, yeni evlilere yuvalarını kurarken yardımcı olmak, onlara kendi olanakları ile satın alamıyacakları bazı ev eşyalarının tedarikinde yardımcı olmak düşüncesi yatar.

Yeni evlilere hediye vermek ve düğün esnasında ‚takı takmak’ toplumsal dayanışmanın en etkin örneklerinden birisidir. Hediye ve takılar genelde evlenen kadın ve erkeğin ailelerinin toplumdaki yeri ile orantılı olsa bile, bu takı ve hediyelerden faydalanan yeni evli çifttir.Hediye ve takılar sembolik olarak yeni çiftin topluma katılmasını, toplumun onları kendi içine almasını ifade eder.

Toplumsal birçok kurumda olduğu gibi yeni evlilere takı takmak ve hediye vermek’te asıl amacından saptırılmış ve gövde gösterisi, pardon zenginlik gösterisi olmaya indirgenmiştir. Takı takmak ve hediye vermek günümüzde ‚görmemişin oğlu’ örneğine benzer bir duruma sokulmuştur.

Yozlaşmaya belirli bir tarih koymak mümkün mü bilmiyorum. Benim görüşüme göre yetmişli ve seksenli yıllarda başladı. Düğün salonlarının çoğalması ve teknik, geleneği asıl anlamından saptıran etmenlerin başında geliyor bence.

‚Geliniiinnn Dayısındaaannn bir bileziik iki altın ve .bilmem ne kadar lira’

Damadııın Amcasındannn şu kadar altın şu kadar para.’

Düğün salonunu çınlatırcasına mikrafondan bağırılan bu sözler geleneği gelenek olmaktan çıkarıp toplumsal bir baskı aracına dündürmenin en büyük göstergesidir. Çünkü herkes, ‚kim ne verdi’ öğrensin diye kulak kesilmiş durumdadır. Takı sırası kendisine gelen kimse, diğerlerinin kendisini gözetlediğinin farkındadır. Böyle olunca’da diğerlerine karşı mahcup olmamak için, bazen borçlanarak birşeyler takmak zorundadır. Taktığı bu şey kendi durumuna uygun olan değil, kendisinden beklenilendir. Basındaki haberlere göre çoğu yerde kimin ne verdiği veya ne taktığı tek tek bir 'Takı Listesine' yazılıyormuş.

Aslında kimin ne takacağı kendi inisiyatifinde olan birşey’de değildir. Takılacak şeyin değeri ‚Makarın’(Bazı yörelerde Takı Takana verilen isim) düğün sahiplerine olan akrabalık veye yakınlık derecesi ile ve onun toplumdaki yeri ile orantılıdır.

Basından alınan bilgilere göre havaların ısınması ile birlikte Şanlıurfada düğün sezonu açılmış ve düğünlerde misafirler takı kuyruğuna giriyorlarmış. Bazı düğünlerde on kilodan fazla altın takıldığı oluyor. Burada geleneğin oluşmasının amacına ters düşen şey en fazla takının zaten zengin olan ailelerin evlenen veya sünnet olan fertlerine takılması.

Düğünlere gidip takı takmayı milletvekili olmanın ilk şartı sayan milletvekillerimiz kendilerine takı ödeneği verilmesini istiyormuş. Yeniden seçilmenin ve adını duyurmanın en etkin yolu devamlı olarak cebinde takılık altın taşımaktan geçiyor, meclis toplantılarına katılıp çalışmaktan değil.

Saygılarımla