Mesajı Okuyun
Old 16-06-2010, 12:49   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/13-343
K. 2004/346
T. 9.6.2004


DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 01.05.2003 gün ve 2002/1160-2003/331 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 08.12.2003 gün ve 2003/9165-14454 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, davalı aleyhinde yaptığı İcra takibinde yıllık 6000 DM kira alacağından bakiye 2.500 DM karşılığı 1.280 Euro'nun tahsilini istemiş, davalı ise hiçbir borcu bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir. Davalı gerek İcra takibine karşı itiraz dilekçesinde ve gerekse yargılama aşamasında kiracı olmadığım ileri sürmemiş, sadece borcu olmadığını bildirmiştir. Kira ilişkisinin varlığını ve kira miktarını ispat yükü davacı kiralayana, bedeli ödediğini ispat yükü ise davalı kiracıya aittir. Davalı kiracı kira ilişkisine itiraz etmemekle birlikte borcu olmadığını, kira bedelini ödediğini savunduğuna göre ispat yükü az yukarıda açıklanan savunmayı yapan davalıya aittir. Davacının teklif ettiği yemini eda eden davalı kira bedelinin yıllık 4000 DM olduğunu ve altı ay oturarak 2000 DM ödediğine dair yemin etmiştir. Kira ilişkisini kabul eden davalı taşınmazı altı ay sonra tahliye ettiğini ispatlayamadığı gibi 2000 DM.'ı da ödediğini ispat edememiştir. Bakiye kira bedeli 2000 DM.'ı ödediğini ispat edemeyen davalının bu iddiasını ispat etmesi gerekirken, davalının İcra takibine itiraz dilekçesi ve yargılamadaki beyanı karşısında kendisine ispat yükü düşmeyen davacıya ispat yükü yüklenerek teklif ettiği yemini davalının eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, davalı cevap dilekçesinde sair delil demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek, davalıya davacı tarafa 2000 DM.'ı ödediğine dair yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kira bedeli bakiyesinin tahsili istemiyle yapılan ilamsız İcra takibinde borca itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı H.H.Ş. vekili, davalının davacıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, aralarında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığını, iyi niyetli olarak davalının kira borçlarını ödeyeceğine inanan davacının davalıdan herhangi bir senet de almadığını, ancak davalının kira borçlarını ödemediğini, yapılan icra takibinde de borca haksız şekilde itiraz ettiğini; Yargıtay kararlarına göre, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayan hallerde sözleşmenin varlığının yemin deliliyle kanıtlanabileceğini, kira parasının ödendiğine dair savunmanın da kiracı tarafından kanıtlanması gerektiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve asgari % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı M.D. vekili, davalının davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, dosya kapsamına göre ispat yükünün de davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini ve davacının asgari % 40 oranında tazminata mahkum edilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme; yazılı delili bulunmadığını bildiren davacı vekilinin teklifi üzerine, davalının, yıllık kira bedelinin 4000 DM olduğuna, 2000 DM'yi oturduğu dönemin üçüncü ayında ödediğine, altı ay oturduktan sonra anlaşma ile taşınmazı tahliye ettiğine, davacıya borcunun bulunmadığına, yıllık kira bedelinin de 6.000 DM. olmadığına dair yemin ettiği, buna göre davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine ve takip bedelinin % 40'ı oranında 828.000.000.-TL. icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar vermiş; hüküm özel dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesinin bulunmadığı çekişmesizdir. Davacı vekili, davalı hakkında 21.08.2002 günlü takip talebiyle giriştiği icra takibinde, 2.500 DM' ye tekabül eden 1.280 Euro karşılığı 2.070.000.000.-TL'nin takip tarihinden itibaren % 60 faiziyle birlikte tahsilini istemiş; takip talebinin "Borcun Sebebi" bölümünde "Yıllık 6.000 DM. kira alacağından bakiye kalan 2.500 DM. karşılığı 1280 Euro kira alacağı" şeklinde açıklama yapılmıştır. Buna göre, anılan İcra takibi açıkça, bakiye kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı borçlu vekilinin süresi içerisindeki 28.08.2002 günlü İtiraz dilekçesinde, "Müvekkilimizin H.H.ş'ye hiçbir borcu bulunmamaktadır. Bu sebeple... ödeme emrine ve borcun tamamına itiraz ediyoruz" denilmiş; dolayısıyla, alacaklı tarafın dayandığı kira ilişkisi ne kabul, ne de reddedilmiştir.

Bu HGK kararındaki olayda borçlu, itiraz dilekçesinde "borcum yoktur" demiştir. Bu ifadenin kira ilişkisinin ne kabulü ne de reddi anlamına gelemeyeceği HGK'nca belirlenip, benimsenmiştir.

Ancak devamındaki süreçte ikame edilen "itirazın iptali" davasında duruşmada (borçlu davalı) kira ilişkisinin varlığını aynen: " "Davacı ile aramızda yazılı sözleşme olmaksızın kiralanana kiracı olarak girdim. Yıllık kira bedeli 4.000 DM idi. 2.000 DM'yi oturduğumun 3. ayı civarında ödedim ve 6 ay oturduktan sonra karşılıklı anlaşma ile kiralananı tahliye ettim. Bu suretle davacıya herhangi bir borcum kalmamıştır. Kira bedeli yıllık 6.000 DM. değildir, 4000 DM'dir ve 6 ay oturarak 2.000 DM. ödedim. Başkaca borcum kalmamıştır." şeklindeki ifadesiyle açıkça kabul etmiştir."