Mesajı Okuyun
Old 02-08-2007, 01:28   #17
yargıç isa

 
Kitap ......

Alıntı:
"Hayat kadını değiliz, hayatı çalınmış kadınlarız"
Bence bu söz herşeyi açıklıyor. Toplumda mevcut olan çarpıklıklar, düzensizlikler ve adaletsizlikler yardımıyla bir hayat çok rahat çalınabilirken neden bu durumu meşrulaştırırcasına "seks işçiliği" değimi kullanılıyor? Ben bu değimi yerinde bulmuyorum. Çünkü "İşçi" lik değimi emeğide içinde barındırır. Kadının, istediğinde para verip kullanabileceğin cinsel bir obje olarak görülmesine sebebiyet verecek bir durumun emekle bağdaştırılıp normalmiş gibi gösterilmesi bizi rahatsız etmeli; bu duruma sebebiyet veren hususları anormal gösterip çarpıklıklar düzeltilmelidir. Emek bu işin neresinde? Bir maden işçisinin emeğini kazanma ve karşılığını alıp hayatını sürdürebilme sürecinde duyduğu hissi acaba değimi yerinde olmayan seks işçisi duyabilir mi? Mutlu mudur hayatından, toplumdan, yaptığı işten. Bu değim kanımca durumu meşrulaştırır ve kadını iyice aşağı bir konuma iter. Bir hayat kadını HAYATINI ÇALINMIŞ olarak değerlendriyorsa, bu hayatı çaldırmamalıyız. Birey olarak toplum olarak ve devlet olarak bunun önüne geçmenin yollarını aramalıyız. Hiç bir kimse, hiç bir koşul birilerinin duygularını, hislerini, toplumdaki yerini ve beden bütünlüğünü para karşılığı hiçe sayılmasına zorlayamamalıdır.

Bu değim aynı zamanda , bu işin ticari boyutunuda beraberinde getirir. Ülkeler için bacasız sanayi konumunada gelebilir, hiç kaçınılmazdır. Bazı ülkelerde bu işin ticari bıyutunun milyar dolarları bulduğu yazılmakta. Bunları düşünmek bile çok ürkütücü. Bu ürkütücülüğe "emek" çerçevesinde isim bulmanın, ileride durumu normal gösterir hale getireceği kaygısı taşımaktayım. Söz konusu olan insandır. İnsan herşeyden önemlidir ve bir insanın İNSANCA yaşayabilmesi için tüm tedbirler alınmalıdır. Yoksa insan haklarını yeni baştan yazsak, nafile.

Yasaklanıp, yasaklanmaması hususuna gelince; değiminiz üzere seks işçiliği kanunla nekadar yasaklanabilir; bilmiyorum. Fakat; Toplumsal ve bireysel bilinçle önüne geçilebileceği kanaatindeyim. Buda sağlıklı bir toplumda, sağlıklı çağdaş, modern bir eğitimle, sağlıklı bireyler yetiştirerek mümkün kılınabilir. Ayrıca devlet "SOSYAL OLMA" şemsiyesini hiç bir zaman kapatmamalı, bu şemsiye toplumun tüm bireylerini içine alırcasına adilane bir şekilde kapsamalı, zayıfın yanında olmalıdır. Bu şartlar sağlandığı taktirde belki ciddi sonuçlar alınabilir.

saygılarımla....