Merhaba. Tescile dair bir sorum olacak. taşınmaz maliki 20 yıldır nizasız fasılasız şekilde tapusuz bir taşınmaza zilyet olduğundan bahisle önce d.iş dosyası ile kamu kurumunun yıkıma ilişkin kararına karşı zilyetliğin korunması için dava açıyor. Karar gerçek kişinin lehine, muarazanın men'inine karar veriliyor. Sonra tescil talepli bir dava açıyor.
Bu davada önceki ilama dayanıyor. Bahsettiğim ilam alınan davada tanıklar dinletilmiş ve tanığın biri 1980, bir diğeri 1982, sonuncusu ise 1986'dan beri taşınmazın davacı zilyetliğinde bulunduğunu ifade etmişler. Ancak şöyle bir durum var: İlçe belediyesi yazısında bu bahsi geçen taşınmazın 21.03.1984 tasdikli Gecekondu Önleme Bölgesi planında Park ve Rekreasyon alanında kaldığını söylüyor. Bu durumda bu taşınmaz orta malı sayılarak gerçek kişi adına tescil reddedilir mi? Değerli görüşlerinizi aşağıdaki kararı özellikle dikkate alarak bekliyorum. Çok teşekkürler şimdiden.

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/6297
K. 2005/7148
T. 24.10.2005
• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ ( İmar Planında Yol ve Park Alanına Ayrıldığı Tarihe Kadar Kazanma Koşulları Geçmiş İse O Taktirde Mülkiyetinin Tespitine Karar Verilmesi Gerektiği )
• YOL VE PARK ALANINA AYRILAN TAŞINMAZ ( İmar Planında Yol ve Park Alanına Ayrıldığı Tarihe Kadar Kazanma Koşulları Geçmiş İse O Taktirde Mülkiyetinin Tespitine Karar Verilmesi Gerektiği - Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliği )
• YEREL BİLİRKİŞİ VE TANIKLAR ( Dinlenmeden Uyuşmazlığın Niteliğine Göre Yasal İncelemeler Yapılmadan Bilirkişi Kurulu Raporuna Dayanılarak Davanın Reddine Karar Verilmiş Olması Doğru Görülmediği - Tescil Talebi )
4721/m.713
3402/m.14
ÖZET : Davacılar vekili, 40 seneyi aşkın kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı tapusuz taşınmazın vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Tescil konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği, buna dayanılarak herhangi bir tespit ve sınırlama yapılmadığı için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinin uygulanması söz konusu olmaz. Yapılan incelemeye göre dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde park ve yol alanında kaldığı belirlenmiş olup, bu durumda kazanma koşullarının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, imar planında yol ve park alanına ayrıldığı tarihe kadar kazanma koşulları geçmiş ise o taktirde mülkiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Kazanma koşulları yönünden yerel bilirkişi ve tanıklar dinlenmeden uyuşmazlığın niteliğine göre yasal incelemeler yapılmadan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.