Mesajı Okuyun
Old 17-05-2012, 15:09   #27
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gorur61
Yıkım kararları tapudaki malik adına alınır.
Genel kural olarak bu görüşünüz doğrudur. Ancak yıkım kararı tapu sahibine değil, doğrudan yapıya yönelik bir işlemdir.
Alıntı:
mal sahibi X, yapı sahibi Y ise imar kanunun hükümleri uygulanmaz, doğrudan 775 sayılı gecekondu kanunun hükümleri (madde 2 ve 18'in ikinci fıkrası) uygulanır.
Gecekondu Kanunu’nun arsa sahibinin beyanı olmaksızın, doğrudan ve hemen uygulanamayacağı kanısındayım.

Yıkım kararının İmar Kanunu’nun 32.maddesine göre hem tapudaki arsa maliki, hem de yapı sahibi kiracı adına alınmasının mümkün olduğuna ilişkin bir Danıştay kararını aşağıda sunuyorum.

Karara konu olayda Vakıflar Genel Müdürlüğü tapu malikidir ve ruhsatsız yapıyı yapan kiracı K.Eczanesi yapı sahibidir. Yıkım kararı yapı sahibi adına verilmiş ise de tapu sahibi olan vakıf yıkım kararının iptali için dava açmıştır.

Bu kararda Karşı Oy'a dikkatenizi çekerim: Karşı Oy tapu sahibine dava hakkı bile tanımamaktadır.



T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2008/5411

K. 2010/948

T. 1.2.2010

• ENCÜMEN KARARININ İPTALİ İSTEMİ ( Maliki Olduğu Taşınmazın Üzerinde Bulunan Yapının Yıkımı İle Davacı Arasında Kişisel Güncel Meşru ve Makul Bir İlişkinin Bulunduğu - Yıkım İşleminin Davacının Kişisel Menfaatini İhlal Edeceği/Davanın Reddedilmesinde Yasal İsabet Görülmediği )

• YIKIM İŞLEMİ ( Encümen Kararının İptali İstemi - Yapının Yıkımı İle Davacı Arasında Kişisel Güncel Meşru ve Makul Bir İlişkinin Bulunduğu - Yıkım İşleminin Davacının Kişisel Menfaatini İhlal Edeceği/Davanın Reddedilmesinde Yasal İsabet Görülmediği )

• YIKIM KARARI DOĞRUDAN YAPIYA YÖNELİK BİR İDARİ İŞLEM OLDUĞU ( Bu İşlemin İcrası Durumunda Yapının Üzerinde İnşa Edildiği Taşınmazın Maliki Olan Davacı İdarenin Olumsuz Yönde Etkileneceği )

2577/m.2

3194/m.32, 42

ÖZET : Dava, encümen kararının iptali istemidir. Yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik bir idari işlem olduğundan, bu işlemin icrası durumunda yapının üzerinde inşa edildiği taşınmazın maliki olan davacı idarenin olumsuz yönde etkileneceği açıktır. Dolayısıyla maliki olduğu taşınmazın üzerinde bulunan yapının yıkımı ile davacı arasında kişisel, güncel, meşru ve makul bir ilişkinin bulunduğu, yıkım işleminin davacının kişisel menfaatini ihlal edeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, yıkım işlemi bakımından davacının ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti : Antalya 2. İdare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606, K:2007/1984 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının yıkım işlemine ilişkin kısmının bozulması, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının imar para cezasına ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi : Mülkiyeti M. Vakfına ait Antalya ili, Merkez Muratpaşa Bahçelievler Mahallesi, 7873 ada, 01 parsel sayılı taşınmazda vakıf kiracısı K. Eczanesi tarafından yapılan ruhsatsız yapının 3194 sayılı Yasa'nın 32. maddesi uyarınca yıktırılması ve aynı Yasanın 42. maddesi uyarınca davacı ile K. Eczanesine müteselsilen para cezası verilmesine ilişkin 31.8.2006 günlü, 525 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılan davanın yıkıma yönelik kısmının ehliyet yönünden reddi, para cezasının ise iptali yolundaki Antalya 2. idare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606, K:2007/1984 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, taraflarca istenilmektedir.
Temyize konu kararın para cezasına ilişkin bölümünün bozulabilmesi için, 2577 sayılı Yasa'nın 49. maddesinde belirtilen nedenlerden hiçbiri bulunmamaktadır.
Kararın ehliyet yönünden redde ilişkin bölümüne gelince;
3194 sayılı Yasa'nın 32. madde hükmünde esas olan "ruhsatsız yapı" olması nedeniyle, bu yapıyı inşa eden kişinin yanı sıra üzerinde yapı bulunan taşınmazın malikinin de yapı sahibi olarak kabulü suretiyle işlem tesis edilmesi mümkündür. Olayda, dava konusu işlemde ruhsatsız yapının davacının kiracısı tarafından yapıldığı belirtilmekle birlikte işlemin ve işlem tesisinden önce yapının ruhsata bağlanması konusundaki bildirimin davacıya da yapılmış olduğu gözönünde bulundurulduğunda, yıkım işlemi nedeniyle taşınmazın maliki konumunda olan davacının kişisel, meşru ve güncel menfaatinin ihlal edildiği sonucuna varıldığından, idare mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının iptale ilişkin bölümünün onanmasının, davacının temyiz isteminin ise kabulü ile kararın ehliyet yönünden redde ilişkin bölümünün bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, mülkiyeti M. Vakfı'na ait Antalya İli, Merkez, Muratpaşa Bahçelievler Mahallesi, 7873 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen ruhsatsız yapının İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıktırılmasına ve davacının İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca imar para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 31.08.2006 günlü, 525 sayılı Muratpaşa Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacının taşınmazı boş olarak kiraya verdiği, ruhsatsız inşa edildiği iddia edilen dükkanın kiracı tarafından yapılması ve yıkım kararının dükkan hakkında alınmış olması nedeniyle dava konusu yıkım işleminin davacının menfaatini ihlal etmediği, dolayısıyla davacının yıkım işlemine karşı dava açma ehliyetinin "bulunmadığı, davacının imar para cezasıyla cezalandırılması bakımından ise, taşınmazın kiralanmasına ilişkin sözleşmeden taşınmazın boş olarak kiraya verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda para cezası yaptırımının yapıyı inşa eden hakkında uygulanması gerekirken taşınmaz maliki olduğu gerekçesiyle davacı hakkında uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin yıkıma ilişkin kısmı bakımından davanın ehliyet yönünden reddine, imar para cezasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verilmiş, bu karar taraf vekillerince karşılıklı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının imar para cezasına ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın, yıkım işlemine ilişkin kısmına gelince;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan "dava açma ehliyeti" iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yeterince değerlendirilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının ( a ) bendinde iptal davaları, "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar" olarak tanımlanmıştır.
Yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik bir idari işlem olduğundan, bu işlemin icrası durumunda yapının üzerinde inşa edildiği taşınmazın maliki olan davacı idarenin olumsuz yönde etkileneceği açıktır. Dolayısıyla maliki olduğu taşınmazın üzerinde bulunan yapının yıkımı ile davacı arasında kişisel, güncel, meşru ve makul bir ilişkinin bulunduğu, yıkım işleminin davacının kişisel menfaatini ihlal edeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, yıkım işlemi bakımından davacının ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyize konu Antalya 2. idare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606 K:2007/1984 sayılı kararının imar para cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA, yıkıma ilişkin kısmının oyçokluğuyla BOZULMASINA, 01.02.2010 gününde karar verildi.

KARŞI OY :
Temyize konu Antalya 2. idare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606 K:2007/1984 sayılı kararının yıkım işlemi bakımından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının yıkıma ilişkin kısmının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

(Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası)