Mesajı Okuyun
Old 01-12-2008, 16:42   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Taahhüdün hangi tarihte olduğu yada kira sözleşmesinin bitiş tarihinin hangi tarih olduğu önem taşımamaktadır.
Önemli olan "tahliyenin hangi tarihte resmi olarak gerçekleştiğidir".Yani kanun gereği tahliye ne zaman sağlanmış ve anahtar ne zaman kiralayana teslim edilmiş hale gelmiştir?

Bu nedenle,icra dosyasında tahliyeyi henüz sağlamadığınzdan kira borcu halen devam etmektedir.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1998/13-709

K. 1998/722

T. 14.10.1998

• TAHLİYEDEN SONRA KİRALANANIN TESLİM BORCU ( Anahtarın Teslimi )

• TAHLİYE İLE ANAHTAR TESLİMİ ARASINDA GEÇEN SÜRE ( Kira Borcu )

• KİRALANANIN TESLİMİ ( Tahliyeden Sonra Anahtarın Teslimi )

• TEVDİ MAHALLİ ( Tahliyeden Sonra Anahtarın Teslimi İçin )

• KİRA BORCU ( Tahliyeden Sonra Kiralananın Teslimine Kadar )

818/m.266

2004/m.67

ÖZET : Tahliyeden sonra kiralananı kiralayana teslim etme borcu kiracıya aittir. Her ne kadar davacı kiracı tahliye ettiğini ileri sürmüş ise de bu tarihte anahtarı kiralayana teslim edip tahliye ettiğini ispat edememiştir. Anahtar Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi`nin tevdi kararına dayanarak tevdi mahalline teslim edilmiştir. Davacı borçlu anahtarın tevdi mahalline teslim edilmesiyle teslim borcundan kurtulur ve kiralanan davalıya bu tarihte teslim edilmiş sayılır. Bu durumda davacı anahtarın teslimi tarihine kadar geçen süreye ilişkin kira bedelinden sorumludur.
DAVA: Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi`nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.2.1997 tarih ve 1995/701 E., 1997/65 K. sayılı kararın incelenmesi, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi`nin 10.11.1997 tarih ve 1997/7012-8964 sayılı ilamı ile; "... Davacı kiracı kiralananın tahliyesinden sonra geçen süreye ilişkin kira bedeli olan 24.583.35 Dolar`ın tahsili için davalı kiralayan hakkında icra takibi yaptığını öne sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Tahliyeden sonra kiralananı kiralayana teslim etme borcu kiracıya aittir. Her ne kadar davacı kiracı 1.8.1995 tarihinde tahliye ettiğini ileri sürmüş ise de bu tarihte anahtarı kiralayana teslim edip tahliye ettiğini ispat edememiştir. Anahtar Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi`nin 2.11.1995 tarih, 1995/271-95/271 sayılı tevdi kararına dayanarak 8.11.1995 tarihinde tevdi mahalline teslim edilmiştir. Davacı borçlu anahtarın tevdi mahalline teslim edilmesiyle teslim borcundan kurtulur ve kiralanan davalıya bu tarihte teslim edilmiş sayılır. Bu durumda davacı anahtarın teslimi tarihine kadar geçen süreye ilişkin kira bedelinden sorumludur.
Mahkemece bu yön gözetilmeden kiralananın 1.8.1995 tarihinde tahliye edildiği kabul edilerek, hüküm kurulması bozma nedenidir..." gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
KARAR: Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacının davalı kiralayana göndermiş olduğu 14.4.1995, 5.9.1995, 21.9.1995 tarihli ihtarnamelerin salt kiracının sözleşme hükümlerine dayalı olarak akdin feshine ilişkin bulunmasına, Borçlar Kanunu`nun 91. maddesi hükmüne göre kiralananı teslim almaktan kaçınan, temerrüde düşen kiralayana karşı kiracının vereceği şeyi tevdi ederek borcundan beraat etmesi, diğer bir deyimle davacı kiracının kiralananı teslim borcunu usulüne ve yasaya uygun biçimde ifa etmesi gerektiğine, somut olayda bu ifanın da davacı tarafından tevdi mahalli tayin ettirilerek 8.11.1995 tarihinde anahtarın teslimi ile gerçekleşmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.`nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.10.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.