Mesajı Okuyun
Old 06-07-2018, 11:50   #3
tiryakim

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
ESAS NO: 2002/3-131
KARAR NO: 2002/114
KARAR TARİHİ: 27.2.2002


>>İNTİFADAN MEN--HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI--ECRİMİSİL--PAYDAŞ OLAN TARAFLAR--DOĞAL VE HUKUKSAL SEMERE GETİREN TAŞINMAZLAR

4721/m.683
1086/m.337,179


DAVA : Taraflar arasındaki "ecrimisil alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 3.5.2001gün ve 2000/613 E. 2001/228 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 18.9.2001 gün ve 2001/6557 Esas, 2001/7802 Karar sayılı ilamı ile ( ...Davada kök muristen intikal eden tarım arazileri için ecrimisil istenmiştir.

Dava konusu taşınmazlarda taraflar paydaştırlar; paydaşlar ( kural olarak ) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ancak, bağ ve bahçe gibi doğal ürün veren veya başkalarına kiralanmak suretiyle hukuksal semere elde edilen taşınmazlarda ( ayrıcalıklı olarak ) intifadan men koşulu aranmaz.

İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, yemin dahil ( her türlü ) delille kanıtlanabilir ki; somut olayda davacı taraf ( yasal delillere ) dayandığına göre zımnen yemin delilini de ileri sürmüş olmakla, yemin hakkı hatırlatılmadan usul ve yasaya aykırı karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR

Dava, kök muristen intikal eden tarım arazileri için haksız işgal tazminatı isteğine ilişkindir.

Davacılar, kök muristen intikal eden 15 parça taşınmazın sadece davalılarca çalıştırıldığını, 15 yıldır haksız işgal tazminatı ödemediklerini, Kırklareli 2. Noterliğince 14.9.2000 tarih 6118 sayı ile ihtarname çekildiğini beyanla 1996-2000 yılları arası için haksız işgal tazminatı talep etmişlerdir.

Davalılar, 14.9.2000 tarihli ihtarname ile intifadan men edildiklerini, haksız işgal tazminatı talebinin ancak intifadan men bildiriminden sonraki dönem için istenebileceğini beyanla davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemenin, "davalıların 14.9.2000 tarihli ihtarname ile intifadan men edildikleri, davanın 17.10.2000 tarihinde açıldığı, ihtarnameden öncesi için haksız işgal tazminatı istenemeyeceği" gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği karar yukarıda açıklanan nedenle özel dairece bozulmuştur.

Mahkemece, "davacıların dava dilekçesinde açıkca 14.9.2000 tarihli ihtarnameye dayandıkları, daha önce davalılara sözlü ya da başka bir şekil veya yöntemle intifadan men için başvuruda bulunduklarını dilekçede ileri sürmedikleri, hakimin dava dilekçesindeki beyanlarla bağlı olduğu, davacının açıkca veya zımnen ileri sürmediği bir hususta mahkemenin yemin teklif hakkının söz konusu olamayacağı, dava konusu taşınmazlar arasında meyve bahçesi, fındık bahçesi niteliğinde taşınmazların bulunmadığı" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Davacılar, dava dilekçesinde 14.9.2000 tarihli ihtanıameden söz etmişler ise de, 15 yıldır taşınmazlann davalılarca kullanıldığını beyanla geriye doğru 1996-2000 yılları arası için haksız işgal tazminatı istediklerinden intifadan men koşulunun ihtarnameden önce gerçekleştiği iddiası var demektir.

Her ne kadar Prof. Dr. Baki Kuru'ya göre 3156 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle HUMK.'nun 179/3. maddesindeki; "davacı dava dilekçesinde delillerinin nelerden ibaret olduğunu yazmalıdır" tümcesi karşısında davacının açıkca yemin deliline de dayandığını bildirmek zorunda olduğu, ancak bu halde mahkemenin yemin teklif etme hakkını hatırlatması gerekeceği belirtilmiş ve bu görüş bazı karşı oy yazılarında da benimsenmiş ise de, ( Bkz. Prof. Dr. Bakir Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt III. Sh. 2498-2499, 6. Baskı, İst. 2001 ), Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarında; dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde "sair deliller", "her türlü deliller" veya "kanuni deliller" gibi genel bir deyim kullanılmış ise, mahkemenin yemin deliline de dayanıldığının kabulü ile ispat yükü kendisine düşen tarafa yemin teklif etme hakkını hatırlatması gerektiği hususu açıkca vurgulanmaktadır.

Somut olayda, davacılar iddialarını sadece ihtarnameye dayandırmamışlar "her türlü kanuni delil" deyimi ile zımnen yemin delilini de ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle mahkemece, yemin hakkının hatırlatılması gerekir.

Ayrıca, bağ, bahçe gibi doğal ürün veren veya başkalarına kiralanmak suretiyle hukuksal semere elde edilen taşınmazlarda intifadan men koşulu aranmamakta olup, tapu kayıtlarında bazı taşınmazlar bağ, bahçeli kerpiç ev olarak belirtildiğine göre bu hususlar da keşif yolu ile tespit edilip hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar oluşturulması gerekirken eski kararda direnilmesi doğru görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.2.2002 gününde, oy birliğiyle karar verildi.