Mesajı Okuyun
Old 16-10-2018, 21:00   #3
av.abdullah_03

 
Varsayılan

Sayın Admin öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Biraz araştırdım konuya ilişkin bir makale buldum.

"Öğretide anlaşma belgesinin sulh benzeri sözleşme olarak nitelendirildiği görülmekle birlikte, böyle bir nitelendirmenin, belge içeriğinin anılan sözleşme türüne uygun olarak şekillendiğinde mümkün olabileceğini belirtmek gerekir. Buna mukabil, anlaşma belgesi başka bir sözleşme türünü (mesela kefalet sözleşmesini) içeriyorsa, bu ihtimalde söz konusu nitelendirmede bulunmanın mümkün olamayacağı açıktır. Bu noktada önemli olan iki hususu belirtmek gerekir: İlk olarak anlaşma belgesi, geçerliliği yazılı veya nitelikli şekil şartına tabi kılınan bir sözleşmeyi içeriyorsa, m. 18/1 yanında, kanunun bu sözleşmeler için aradığı şekil şartlarını da ihtiva etmelidir. İkinci olarak, anlaşma belgesi taraflara karşılıklı edimler yükleyen bir sözleşmeyi içeriyorsa, böyle bir sözleşmeye mahkemenin icra edilebilirlik şerhi veremeyeceği açıktır. Çünkü bu ihtimalde, taraflardan birinin yerine getirilmesini talep ettiği edim, kendi edimini ifa edip etmediğine bağlı olabilecek ve bu hususun tespiti yargılamayı gerektireceğinden, ilamlı icraya konu edilemeyecektir.22 Kısacası, anlaşma belgesinin ilam niteliğinde belge (İİK m. 38) vasfına dönüşmesi isteniyorsa, icra edilmeye elverişli bir mahkeme hükmü (veya şarta bağlı olmayan sulh sözleşmesi) şeklinde formüle edilmesi gerekecektir."
*Arş. Gör. Emre KIYAK Arabuluculuk Sonucunda Ulaşılan Anlaşma Belgesinin Hukuki Niteliği, TAAD, 6. Yıl, 21. Sayı, Nisan 2015.

Konuya ilişkin tam bir netlik yok anladığım kadarıyla. Yargıtay içtihatları da bu konuda pek fazla yok. Ben itiraz dilekçemi sundum bakalım sonuç ne olacak. Sonucu paylaşmaya çalışacağım.