Konu: Yeni Anayasa
Mesajı Okuyun
Old 22-09-2007, 17:45   #59
erkanaga

 
Varsayılan

Yukarıda yazdıklarımdan yola çıkarak şu anda yapılan değişiklerin özellikle değiştirilemez hükmü olan ilk 4 maddenin değiştirilmesinde(ki bunlara değişiklik denirse) anayasanın lafzına ve ruhuna aykırı bie durum görmüyorum.


NTVMSNBC, anayasa taslağını hazırlayan hukukçu ekipten Prof. Levent Köker’e 12 Eylül anayasası ile yeni anayasa taslağının şifrelerini sordu. Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde Siyaset Bilimi ve Kamu Hukuku dersleri veren Prof. Köker, vatandaşlığın tanımındaki “Türk” ve “Türkiye halkı” kavramlarının, devletin niteliklerindeki “insan haklarına saygılı” ve “insan haklarına dayanan” ifadelerinin neleri değiştireceğini anlattı. Özellikle ‘vatandaşlık’ tanımına dikkat çeken Köker, bu madde 12 Eylül rejimindeki gibi kalırsa “Heyet olarak üzüleceklerini” ifade etti. Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun “Anayasayı Kurucu Meclis yapar” iddiasını ise, hukuk fakültelerinde birinci sınıf öğrencilerine verilen dersi anlatarak yanıtlarken, anayasanın sıfırdan, yeni bir devlet için yapılmadığının, değiştirildiğinin altını çizdi; “Bunu bilmeyen sınıf geçemez zaten” diye ekledi. Köker ayrıca, anayasa değişikliğinin anayasaya uygunluğunu denetleyecek bir merci olmadığını, Meclis’in bu görevi yapacağını da kaydetti.

Prof. Köker’in de içinde bulunduğu hukukçular, anayasanın “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddelerini değiştirerek işe başlamıştı. 1961 anayasasında da “değiştirilemez” vurgusuyla var olan, ancak bu vurguya rağmen 12 Eylül’de “değiştirilen” maddeler, yine 1961’deki şekline getirildi. Prof. Köker, “Bu maddeler 12 Eylül rejiminin istediği biçimde kalırsa, yeni anayasa amacına ulaşmış olur mu?”, sorumuza “Hem evet, hem hayır” karşılığı verdi:

RESMİ DİL, DİL VE ANADİL

“Değiştirilemez maddelerden ilkinde ‘Türkiye devleti bir cumhuriyettir’ deniyor. Bunda zaten değiştirilecek, tartışılacak bir şey yok. 2’nci madde ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır, dili Türkçedir’ diyor. ‘Dili Türkçedir’ ifadesi, 1982 anayasasının yaptığı düzenleme. Türkiye Cumhuriyeti’nin bundan önceki anayasaları hep ‘devletin resmi dili’nden bahseder; yani ‘Resmi dili Türkçedir’der. Devletin zaten dili olmaz. Devlet tüzel bir kişiliktir, hukuki bir varlıktır; dolayısıyla hukuki varlığın insan gibi dili olmaz, hukuki dili olur, onun da adı ‘resmi dil’dir. Biz de buna açıklık getirmek istedik. 1924, yani Atatürk döneminin anayasasına ve 1961 anayasasına uygun olarak... Zaten hukuk mantığı da onu gerektiriyor. Türkiye’de bir sürü insanın ana dili farklı. Kürtçe, Lazca, Çerkezce konuşan var. Bir sürü hiç Türkçe bilmeyen vatandaşımız var.

’İNSAN HAKLARINA SAYGILI’ NE DEMEK?
“Bunun dışında, 12 Eylül darbesini yapanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerinde değişiklik yapmışlar. 1961 anayasasında Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerinden biri ‘insan haklarına dayanan devlet’ olmasıydı. Bunu değiştirip, ‘insan haklarına saygılı devlet’ dediler.
İnsan haklarına saygılı devlet demek başka şeydir, insan haklarına dayanan devlet başka şeydir. İkisinin arasında zihniyet farkı var. Bir devlet eğer insan haklarına dayanıyorsa insan hakları kavramı ve insan haklarıyla ilgili uluslararası hukuk, o devletin temel dayanaklarından biridir. İnsan haklarına saygılı devlet dediğimiz zaman ise devlet bir tarafta vardır, bir tarafta da insan hakları vardır ve devlet onlara saygı gösterir. Yani insan hakları kısmı devletin dışında kalır. Dayanmakla saygı göstermek birbirinden farklı kavramlardır.

SİLAHLI KUVVETLERİN YAPTIĞINI MECLİS YAPAMAZ MI?
Peki, AK Parti iktidarı bu maddeleri aynen muhafaza ederse, ne anlama gelir? Prof. Köker’in yanıtı net: 1982 anayasasının getirdiği bu düzenlemeleri aynen muhafaza ettiği anlamına gelir. Köker’in asıl itirazı başka:

“Benim canımı sıkan unsur; Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleriyle ilgili hakikaten değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddelerin, Silahlı Kuvvetler’in yapmış olduğu bir darbe neticesinde değiştirilmiş olduğunu biliyoruz. Yani Silahlı Kuvvetler bir darbe yapıyor ve o darbenin neticesinde anayasanın değiştirilemez maddeleri değiştiriliyor. Şimdi ortada darbe marbe yok, edebiyle seçilmiş güzel bir Meclis var, yüzde 84 katılımla. Kullanılan oyların yüzde 87’sinin Meclis’te sandalye karşılığı var. Bunların tartışıp yapacağı bir anayasa girişimine daha başından bir blokaj konmak isteniyor. Değiştirilemez maddelerle oynanıyor, deniyor. Oysa böyle bir şey yok. 1961 anayasasının gerçekten çağdaş ve özgürlük düzenine uygun bir düzenlemesi vardı; biz onu geri getirdik o kadar. 1982 anayasasını yapanlar, değiştirilemez maddeleri değiştirmişlerdir. Yani 12 Eylül darbecileri değiştirilemez maddeleri değiştirinc