Mesajı Okuyun
Old 08-09-2008, 09:16   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu tipik idarenin takdir hakkı ile ilgili bir durum. İdare mahkemesi idareyi zorlayıcı karar veremez. İdare de takdir hakkını mutlak ve sınırsız şekilde kullanamaz.Bu takdir hakkını kullanırken, kadro durumu, ihtiyaç yoğunluğu, hizmetin gerekleri gibi hususları gözeterek takdir hakkını kullanır.

Daha somutlaştırırsak,

1. İdarenin Boş kadro olmaması gibi nedenlerle talebi reddi halinde idare mahkemesi bu konuda zorlayıcı bir iptal kararı veremez. 16 yıldır talebinin reddedilmesi ise geçerli ve işlemin hukuka aykırılığı için dikkate alınabilecek bir neden değildir. Çünkü son başvurunu talebini reddinin iptalini istiyorsunuz. Eğer son başvuru talebi reddedilirken başvuru tarihi itibariyle kadro nedeni, hizmetin ihtiyaç duyulmaması gerekçesi varsa idarenin red kararı hukuka uygundur, diyebiliriz.



Alıntı:

"657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 92. maddesinin birinci fıkrasında iki defadan fazla olmamak üzere memurluktan kendi isteği ile çekilenlerden veya bu kanun hükümlerine göre çekilmiş sayılanlardan tekrar memurluğa dönmek isteyenler. ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın.niteliklerini taşımak şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine veya 71. madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta eşit derecedeki kadrolara atanabilirler hükmü yer almaktadır.

Bir kamu görevine açıktan veya yeniden atama yapma konusunda idare takdir yetkisinin tanınmış bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararıyla zorlanamayaçağı, diğer bir ifade ile idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı bulunduğu, takdire dayalı işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı denetimine tabi bulunduğu hususu, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

Bir başka ifade ile, bu takdir yetkisi, açıktan atamaya ilişkin bir işlemde kullanılmış ise, bunun kadro, ihtiyaç, hizmet gerekleri ve atama isteminde bulunan kişinin kişisel konumu gibi durumlar dikkate alınarak, kullanılıp kullanılmadığının yargı merciince incelenmesi idari eylem ve işlem niteliğinde karar vermeyi değil, idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden yargı denetiminin işlevini sağlamak olarak kabulü gerekir

Dava konusu olayda: davacının davalı idarede teknik hizmetler sınıfı 3. derece 1. kademe aylığı ile görev yapmakta iken 13.11.1990 tarihinde görevden çekildiği, mühendislik eğitimini tamamlayarak 10.1.1992 tarihinde inşaat mühendisi olarak ... Fakültesinden mezun olduğu. davalı idarenin teknik hizmetler sınıfında 5-6 derece kadrolara yazılı sözlü sınavla inşaat mühendisi alacağını ilan etmesi üzerine, 1.12.1992 tarihinde davalı.idareye başvurarak münhal kadrolardan birine atanma isteminde bulunduğu, bu isteminin durumuna uygun münhal kadro bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır.

Davacının memuriyetten çekildiği tarihteki kadro derece ve kademesi, mezun olduğu okula göre yapılacak intibak durumu ve ilan edilen boş kadroların dereceleri de göz önüne alınarak takdir yetkisinin davacının atanmaması yönünde kullanılmasında sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılık görülmemiştir."(DANIŞTAY
12. DAİRE E. 1995/2686 K. 1996/3433 T. 4.11.1996)

2. İdare de benim bu konuda prensip kararım var veyahut takdir hakkım var deyip talebi reddedemez. Talebi reddederken kadro durumunu, hizmetin gerekleri, hizmete olan ihtiyacı vs. gibi nedenleri gerekçesinde açıkça göstermelidir.

Aksi takdirde yapılan idari işlem amaç ve sebep unsurları açısından sakat olup iptali gerekir.

Alıntı:

"dosyanın incelenmesinden, 1975 yılında zabıt katipliği görevine başlayan davacının 1981 yılında bu görevinden istifa ederek ayrıldığı, 20.8.1990 tarihinde Diyarbakır Adalet Komisyonuna yaptığı başvurunun boş kadro bulunmaması nedeniyle komisyon kararı ile reddi üzerine 21.12.1990 günlü dilekçe ile Adalet Bakanlığına başvurarak Türkiye`nin herhangi bir yerinde münhal bulunan bir kadroya atanma isteğinde bulunduğu bu isteğinin de cevap verilmemek suretiyle reddedildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının durumunun incelenerek bir karar verilmesi gerekirken davalı idarece cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.....

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü: İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Ankara 1. İdare Mahkemesince verilen 30.12.1992 günlü, E: 1991/255, K: 1992/1814 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, 29.5.1995 tarihinde oybirliği ile karar verildi." (DANIŞTAY 12. DAİRE E. 1995/912 K. 1995/1255
T. 29.5.1995)