Mesajı Okuyun
Old 31-03-2007, 09:08   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

*HUMK.m.450/II uyarınca, önceki karar "tasdik veya kısmen tadil veya tamamen tadil" edileceğine göre, tüm paydaşların davada yer almaları gerekir bence. Mahkeme de veraset ilamına bakarak taraf teşkili sağlanıp sağlanmadığını inceleyecektir sanıyorum.
*Kayıt malikinin külli halefi olarak da tüm paydaşların davada (davacı veya davalı olarak) yer alması şarttır diye düşünüyorum. Taşınmazın aynı sözkonusu. Paydaşlık sıfatından kaynaklanan bir dava. Tapuda isim görünmemesi önemli değil, malumunuz miras ölümle intikal ediyor. Bu açıdan da ilamdaki tüm paydaşlar "kayıt maliki" sıfatını haizdir diye düşünüyorum.
*İlaveten tabii ki eski hükmün tarafları mutlaka davada yer alacaktır. Buna şüphe yok.
*Aşağıdaki kararı yorumlayarak bir sonuca ulaşılabilir belki. Ayrıca 8HD 1994/5923 sayılı kararı da incelemenizi öneririm.
*Not:Enteresan bir usul problemi olmuş, şükrünlarımı sunarım. Saygılarımla.

T.C.YARGITAY HUKUK DAİRESİ 8
Esas No.2005/910Karar No.2005/1812Tarihi10.03.2005
Davacılar İhsane ve Gülseri vekili, İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13.12.2001 gün, 2000/1034 esas ve 2001/985 karar sayılı kesinleşmiş hükmün yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davacılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüne, İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davaların daha önce açmış oldukları davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

HUMK.nun 445 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi isteği bir dava olup, ayrı esasa kaydı gerekirken kaldırılması istenen kesinleşmiş hükme ilişkin mahkeme esasına kaydının yapılıp yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bundan ayrı, yargılamanın yenilenmesi davası daha önce taraflar arasında açılıp görülen davadan bağımsız bir dava olduğuna göre gerekli dava harçlarının alınması, kanunda yazılı şekilde inceleme yapılması, yargılamanın yenilenmesi isteği mesmu görüldüğü takdirde iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, kapanmış eski esas üzerinden yargılamanın yürütülmüş olması doğru değildir.

Yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması istenen yukarıda tarihi ve sayısı yazılı hükme ilişkin dava dosyasında, şimdiki davalıların, davacıların miras bırakanı Mehmet Ali aleyhine açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 6.5.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Görülmekte olan davada, önceki davanın davalısı Mehmet Ali mirasçıları olan davacılar tebligat hilesine dayanarak yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuşlardır. Kural olarak yargılamanın yenilenmesi davası, kaldırılması istenen kesinleşmiş hükmün tarafları, bunların külli veya cüz'i halefleri tarafından açılır. Hiç şüphesiz ki davanın, önceki hükmün taraf/tarafları aleyhine açılması gerekir.

Somut olayda; dava konusu taşınmaz 14.5.2003 dava tarihinden önce, 5.3.2003 tarihinde Ç......Konut Yapı Mal. Nakliyat, Hafriyat, Akaryakıt Ürünleri ve Otomotiv Sanayi ve Ltd. Şirketine devredilmiştir. Davalı Müzeyyen ve arkadaşlarının davanın açıldığı tarihte kayden taşınmazla ilgileri kalmamıştır. Dava niteliği itibariyle mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu tür davaların kayıt maliki aleyhine açılması gerekir. Mahkemece, bu husus gözönünde tutulmaksızın dava tarihinde kayden malik olmayan satıcı mevkiinde bulunan davalılara karşı açılan davaya bakıp yazılı şekilde hüküm kurmuş olması doğru değildir. Bu yön gözönünde tutularak kayıt maliki şirkete karşı bağımsız bir dava açmak üzere davacılar vekiline süre ve olanak tanınması, açtığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.

İşin esasına gelince, Az yukarıda da açıklandığı üzere, dava dilekçesinde pek açık olmamakla birlikte davacılar, önceki davada davalı olarak gösterilen miras bırakanı Mehmet Ali adına çıkarılan tebligatın geçerli bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuşlardır. Tebligatın geçersizliği veya usulsüzlüğünün HUMK. nun 445. maddesinin 7. bendinde sayılan sebeplerin içinde değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadan gerekçe niteliğinde bulunmayan bir takım bilgileri sıralamak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir....