Mesajı Okuyun
Old 07-06-2010, 19:44   #229
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Bu kalp seni unutur mu?:Güzel başladı ama senaryo toparlanamadı diye düşünüyorum. Zaman kaybıymış. Ama fragmanlar cazip hale getirdi. Belli bir süre zaman kaybı olarak seyrettim.

Kurtlar Vadisi: İlk yapımcı ve yönetmeninden çıktıktan sonra beğenmedim ve seyretmedim.

Yaprak Dökümü: Artık sinirlerimi bozuyor ama seyretmeye devam ediyorum. Ferhunde kurbansız kalmıyor, sosyal dayanışmaya itiyor insanları. Yakında Ferhunde nin eski kocalarının yayarlanması için vakıf kurulacak. Cevriye yi halen seviyorum. Yeni ve sağlam hiç bir karekter eklenmedi.

Aşk-ı Memnu: Kaçırdığım bölümü yok. Bihter e acımakla birlikte sonunu kendi çizeceği için yapacak bir şey olmadığının farkındayım. Aşk yaşadıysan yaşadın, sahneden inmen gerekiyorsa ineceksin. Israr, kötülük, hırs, zavallı hale soktu kendisini. Reddedilmenin neresi kötü? Zavallı Bihter! Duramadı, duramayacak. Kıskançlığı başını yiyecek. Gerçek hayatta da bu tür insanların olması ne kötü! Nebahat Çehre nin giyim tarzına hastayım. Adnan a artık sinir olmaya başladım. İnsan bu kadar aptal olur mu ya?

Bihter ölsün artık, sıkıldım. Ne olacaksa olsun, hatta dizinin sonu belli olmasa düğün pastasından zehirlenerek herkes ölsün diyorum.

Parmaklıklar Ardında: Bütün kadro değişti, halen izleniyor olmasa değişmezdi. İstikrar olmaması ve dar bir mekanda dönen olayların varlığı gizemini kaybettirdi.

Elveda Rumeli: Sevmiştim, çok büyük bir bölümünü seyrettim.

Melekler Korusun: Süt nineyi seviyorum.

Çok güzel hareketler bunlar!: Tek geçerim.

Türk Malı: Hiç sevemedim. Her ne kadar oyuncular kaliteli de olsa farklı bir komedi tarzı beklerdim.

Sakarya Fırat: Sonunda Osman Kanat ölmesin! lütfen...

Hayat Bağları: Güzel diziydi.

Yol Arkadaşım: Sonuna kadar izledim, güzeldi.

Pusat: Güzeldi.

Bir Bulut Olsam: Hiç sevmedim.

Aşk Bir Hayal: Hiç sevmedim.

Hanımın Çiftliği: Özgü Namal ı sevmiyorum. Sesini de sevmiyorum. Takıntı yapabilecek hiç bir karekter yok.

Kavak Yelleri: Arkadaş çevreni geniş tut, dönüp dolaşıp aynı insana takılma demekmiş. Müzikleri güzel, Pinhani yi severim.

Vali: Seyredemedim. Boş zamanımda baştan başlayacağım.

Adanalı: Abartlı yöresel hareketleri baygınlık verdi, oğlum seyrediyor. Konusu da tek düze artık.

Arka Sokaklar: Erkek çocuklar seviyor, mümkün olduğunda gündüz yayınlanan tekrarları seyredildiğinde sesimi çıkarmıyorum.

Baba Evi: Özlüyorum.

Ekmek Teknesi: Hiç bir bölümünü kaçırmadım, sonradan Kanal 7 de tekrarını da seyrettim.

Hatırla Sevgili: Bir çok bölümünü çok sevdim.

Aliye: Seyrettim. Müzikleri süperdi. Ayla Dikmen ''Ben varım!'' dinlenmeli.

Zerda: Gençtim, seyrettim, severdim.

Binbir Gece: Ne yapardım sorusu aklıma geldi, evet o durumda olsam 150 000 dolar için yapardım. Ama aynı adamı bir kez bile yeniden görmezdim.

Doludizgin Yıllar: Aile dizisi, oğlumla rahatça izlediğim ender dizilerden biri. Keşke bitmeseydi. (Bir de tanıdığım kişileri ekranda görmek süper keyifti.)

Televizyon başından kalkmayan biri değilim ama ana konuyu takip etmem yeterli oluyor. Türk yapımcılar dizi olayını gerçekten aştı. Güzel diziler yapıldı, yapılacak. Ama artık farklı bir konu bekliyorum.
Örneğin: Herkesin yaşadığı ama toplumca konuşulmayan konuların deşifre edilmesi gibi. Ensestler, ve küçük çocukların mağduriyetini anlatan diziler olmalı. Ya da psikolojik. Akıl hastaları halen bir gizem içinde.

CNBC-E ve TNT e2 favori kanallarım.

Saygılarımla.


Şimdi "House" gibi bir diziyi seyrettikten sonra yazdığınız bu dizilere nasıl katlanıyorsunuz, anlamıyorum.