Mesajı Okuyun
Old 06-03-2007, 00:05   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:

Avukatlık Kanunu
Ücret dolayısiyle müteselsil sorumluluk:
Madde 165 - İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1987/4701
Karar: 1987/5426
Karar Tarihi: 09.11.1987




(1086 S. K. m. 375) (1136 s. k. M. 165) (818 S. K. m. 142)


DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, (M.T.) vekili olarak davalı (K.) İnşaat T.A.Ş.aleyhine, Kadıköy Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde 1985/510 esas sayılı davayı açtığını, ancak bu davada müvekkili davacı ile davalının haricen sulh olarak davayı sonuçlandırdıklarını, açılan davanın müddeabihinin 13.993.635 lira olduğunu, sulh nedeniyle iki tarafın vekalet ücretinden sorumlu olduklarını, vakalet ücretinin 815.000 lira tuttuğunu, her iki taraftan da vekalet ücretini almadığını ileri sürerek Avukatlık Yasasının 165 inci maddesi ile BK.'nun 142 nci maddeleri hükümleri uyarınca 815.000 lira vakalet ücretinin davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, Kadıköy Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan 1985/510 sayılı dava dosyasında müdeabihin değerinin 13.993.635 lira olduğunu; ancak 7.3.1986 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı anlaşmaya göre, anılan davanın asıl davacısı (M.T.)'un gerçek alacağının, 2.500.000 lira olduğu saptanıp sulh olduklarını ve tarafların vakalet ücreti almayacaklarını bildirdiklerini, dava kabul edilse dahi hakiki borç miktarı olan 2.500.000 lira üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı avukatı dilekçede yazılı alacak miktarına göre değil, davanın sonucunda belirlenen veya taraflarca hesaplaşma yapılmak suretiyle belirlenmiş bulunan alacağın miktarına göre ücreti vekalete müstahak olacağından ve davacıya vekalet ücretinden dolayı herhangi bir ödeme yapıldığı da ileri sürülmemiş ve ispatlanmamış bulunduğundan dava tarihindeki avukatlık ücret tarifesine göre, davacının 2.500.000 lira için müstahak olduğu 169.500 liranın 7.1.1986 tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle davalıdan alınmasına, davalının (M.T.)'a rücu hakkının bulunmasına, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Avukatlık Yasasının 165 inci maddesi gereğince sulh ile sonuçlanan işlerde her iki taraf avukatlık ücretlerinin ödenmesi hususunda müteselsilen sorumludurlar. Olayda, davalı, davacının müvekkilinin hasmı olarak davacıya karşı müvekkilinin vekalet ücreti borcundan müteselsilen sorumludur. Davalının buradaki sorumluluğunun kapsamı, dava dışı müvekkilinin davacı avukatına karşı sorumlu bulunduğu tutara göre belirlenmek gerekir. Davacı avukatı, müvekkilinden dava sulh ile sonuçlansa dahi vekalet sözlemesinden doğan avukatlık ücretini ve ayrıca yargılama masrafı arasında bulunan ve davacı yararına karar altına alınması gereken vekalet ücretini isteyebilir. O halde davalı, davacıya karşı anılan bu iki tür vekalet ücretinin ödenmesinden sorumludur. Davacı ile dava dışı müvekkili arasında yazılı ücret sözleşmesi yoktur. Avukatlık Yasasının 163 üncü maddesi uyarınca davacı müvekkilinden ve bu davada davalıdan açılmış olan davanın müddeabihi üzerinden asgari avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesaplanacak avukatılık ücretini isteyebilir. Bunun dışında Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesinin son fıkrasında avukatla iş sahibi arasında aksine yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin vekile ait olacağı öngörülmüştür. Davacı ile müvekkil arasında böyle bir yazılı sözleşme bulunmadığına göre davacı, müvekkilinin hasmı olan davalıdan sulh anlaşması sonucu müvekkilin haklı çıktığı miktar üzerinden yargılama masrafı olarak müvekkili yararına takdir edilmesi gereken ücretin de kendisine ödenmesini isteyebilir. Davada her iki avukatlık ücreti dava edilmiştir. Mahkemece davacı yararına sadece, sulhla neticelenen davanın yargılama giderleri arasında bulunan ve davacının müvekkilinin sulh ile belirlenen alacak miktarı üzerinden hesaplanmış olan 169.500 lira vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa dava bunun dışında davalıdan vekalet sözleşmesinden doğan ve yazılı üctret sözleşmesi bulunmadığından avukatlık ücret tarifesine göre, dava edilen miktar üzerinden hesaplanacak avukatlık ücretini de talebe yetkilidir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek, sadece 169.500 lira vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 9.11.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Sulh anlaşmasının nasıl yapılacağına bağlı olarak sonuç değişecektir. Davacı talebinin bir kısmından feragat eder ve davalı da bu haliyle talebi kabul eder ya da davacının davasını tamamen kabul eder. Üçüncü bir yol olarak da sizin dediğiniz şekilde dava konusuz kalır. Siz olayda davalı vekili olduğunuzdan davayı reddettirme şansınız kalmadığından müvekkilinizin sulh olması sizin için haklı istifa nedenidir. Müvekkiliniz sulh anlaşmasını mahkemeye sunduğu anda istifa beyanınızı zapta geçirtir ve haklı istifa nedeniyle alacak davası açarak red ihtimali ortadan kaldırıldığından davanın reddi halinde karşı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücretini de isteyebilirsiniz. Ya da istifa etmez ve yalnızca müvekkilinizin size ödemek zorunda olduğu vekalet ücretini isteyebilirsiniz. Henüz duruşmaya vakit varsa müvekkilinize ücretin ödenmesi konusunda bir ihtar çekerek süresi içerisinde bir ödeme yapılmazsa yine haklı neden oluşacağından istifa edebilirsiniz. Müvekkilinize karşı vekalet ücretine ilişkin alacak davası açacaksınız. Bu durumda Av. Kanunu 164. maddesi hükmü gereğince ücretiniz tespit edilecektir. Eldeki dava nisbi vekalet ücreti gerektirdiğinden nisbi vekalet ücreti talep edilebilir.

Not: Yukarıdaki karar davacı vekili yönünden verilmiş bir karardır. Bu nedenle kendi durumunuzu buna göre değerlendirmelisiniz.