Mesajı Okuyun
Old 07-12-2009, 11:13   #60
Referendaire

 
Varsayılan

Sayın Ferrari (!),

Başvurunuz açısından öncelikle ceza yargılaması konusunda daha önceki mesajlarımda değinmeye çalıştığım konuları tekrar hatırlatmama müsade edin. Zaten siz de AİHS 6. madde kapsamını incelemişsiniz.

AİHM'e başvuruların sonuçlanma süresi bakımından ise şunları söyleyebilirim. Öncelikle başvurunuzun alındığına dair size bir mektup geldi mi ? Bu konunun açıklığa kavuşması lazım. Eğer gelmediyse ve siz de başvurunuzu faks + mektup yoluyla yaptıysanız bu konuyu kısa bir mektupla AİHM'e sorabilirsiniz. Eğer başvurunuzun alındığına dair dosya numarası da verilmiş ve barkod eklenmiş bir mektup aldıysanız başvurunuz halen karar vermeye yetkili bir organ önünde sırasını beklemektedir.

Başvurunuzun mahiyetine göre bu karar organı ya 3 hakimli bir komite veyahut da 7 hakimli bir dairedir. Eğer komite ise büyük ihtimalle başvurunuz reddedilecek demektir. Sebebini daha önceki mesajlarımda bulabilirsiniz. Yok eğer daire ise başvurunuzun incelenmesi daha da uzun bir zaman alacaktır. Zaten hükümete görüş almak için bildirilecek olan başvurunun gelişme aşamalarından sizin de haberiniz olacaktır.

Ortalama bir süre vermek gerçekten zor. Çünkü Mahkeme kendi içi işleyişinde iç tüzükten aldığı yetkilere dayanarak çeşitli hızlı karar verme mekanizmaları geliştirmeye çalışmakta. Eğer HUDOC isimli Mahkeme karar ve diğer belge veritabanında bir araştırma yaparsanız bazı davaların gruplar halinde yapıldığını ve karara bağlandığını göreceksiniz.


Yeri gelmişken hem size, hem de diğer meslektaşlarıma faydası olur ümidiyle kısa bir açıklama yapmak isterim izninizle.

Bilindiği gibi AİHM önünde şu anda 120 000 civarında dava var. Bunların yaklaşık 12 500 kadarı Tüekiye'ye karşı açılmış davalar. Hem toplam dava sayısını, hem de Türkiye bakımından ele alınacak dosya sayısını dikkate alırsanız iş yükünün ne derece ağır olduğunu görürsünüz.

Her ne kadar AİHM bu dosya sayısını eritmek için çaba sarfetmekte ve önlemler almaya çalışmakta ise de, davaların hızlı bir şekilde karara bağlanması mekanizmasının etkili bir şekilde işlememesi sebebiyle orada da malesef "makul sürede yargılanma" hakkına riayet edilememekte. Bir başka deyişle, kendi başarısının kurbanı olan AİHM makul süreyi bile makul sürede yargılayamayacak derecede iş yüküne boğulmuş durumda.

Bu sorunu çözmek adına hazırlanan 14. Protokol de Rusya engeline takıldı. Bunu da aşan MAhkeme 14 bis numaralı yeni bir protokol hazırladı ve yürürlüğe soktu. Bu şekilde davaların daha hızlı karara bağlanmasını sağlamak amacında AİHM.

Diğer taraftan, yukarıda da söylemeye çalıştığım gibi Mahkeme kendi başarısının kurbanı olmuş durumda. Başvuru sayısı her geçen gün artmakta ve iş yükü de daha ağır hale gelmekte.

Son olarak sayın meslektaşlarıma şunu hatırlatmak isterim. Hepimizin bildiği gibi Anayasa madde 90 2004 yılında değişti. Artık temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu düşündüğümüz bir durum varsa bunu yerel mahkemeler önünde detaylı bir şekilde ileri sürmeliyiz. Avukatların mesleklerini icra ederken diğer insanlara karşı bir takım ayrıcalıkları olduğu konusunda bazı AİHM kararları var mesela. Her ne kadar somut olayla direk bağlantılı olmasa da bilinmesinde fayda var kanısındayım.

Siteyi takip edenler bileceklerdir. Sayın Ömer Kavili hakkında verilen beraat kararında mahkeme bu konuya değinmişti.

Avukat kimliğinin postanelerde kabul edilmesi bakımından PTT'nin Barolar Birliği'ne yazdığı bir yazı var. Bu konu meslektaşlarımız tarafından bilinse de burada bir kez daha hatırlatmakta fayda var düşüncesindeyim.

Kolaylık ve başarı dileklerimle...