Mesajı Okuyun
Old 18-11-2006, 18:35   #24
üye8180

 
Varsayılan

Kadına yönelik şiddet toplumun tüm katmanlarında vardır. Zengin-fakir, eğitimsiz- eğitimli, köylü- kentli, üst sınıf- alt sınıf ayrımı olmaksızın, erkeklerin büyük çoğunluğu kadınlara sözlü, fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet uygulamaktadır. Burada kadınların, erkekler kadar cesaretli ve cüretkar olmamaları şiddeti körüklemektedir diye düşünüyorum. Kadın şiddete maruz kaldığında bunu örtbas etmeye çalışmakta, bu gerçekliği paylaşmaktan dahi kaçınmaktadır. Çünkü mevcut durumdan kurtulmak için yeterli cesareti yoktur. Sanki eşi ile yaşadığı o cehennem ortamından çıktığı anda, adeta sudan çıkmış bir balık olacaktır. Ailesi, akrabaları ne diyecektir? Çocukları ne olacaktır gibi kaygılar şiddete uğrayan kadını adeta felç etmekte, dayağı, belki kendi benliğinde bile inkar etmekte, ya da meşrulaştırmaya çalışmakta, veya bir daha olmaz diye örtbas etmeye çalışmaktadır. Oysa şiddet görmemek, iyi muamele görmek, sevgi ve şefkat ortamında evliliği sürdürmek kadının en doğal haklarından biridir. Aynı şekilde kadın, bedeni üzerinde de tartışmasız hak sahibidir diye düşünüyorum.Kadın çocuk doğurmama hakkına sahip olduğu gibi , kaç tane çocuk yapabilir konusunda da tartışmasız tek karar mercidir. Bu konuda bence eşine danışılması bile gereksizdir. Kadını sınırlayan, onu toplumdan izole eden, günah, ayıp, gibi kavramların ardına sığınıp iradesini etkisizleştiren her türlü baskıya da insanlık onuru adına karşı gelinmesi gerekir.