Mesajı Okuyun
Old 18-01-2009, 23:16   #4
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Her ne kadar, apartman yönetiminin/yöneticiliğinin tüzel kişiliği yoksa da, Yargıtay'ın yakın tarihli uygulamalarında, yasadan doğan ve yöneticinin kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmektedir. ( Örneğin Y.3.HD 2007/7172 e. 2007/9412 k. sayılı ve 31.05.2007 tarihli kararı, aynı dairenin 2008/1054 e. 2008/4689 k. sayılı ve 17.03.2008 tarihli kararı, Y.18.H.D'nin 2007/3675 e. 2007/3898 k. sayılı ve 07.05.2007 tarihli kararı Y.21.HD. 2007/1980 e. 2007/2529 k. 22.02.2007 tarihli kararları ) Bu sebeple, kararın yanlış olduğunu söylemek pek mümkün değildir.

Buna karşılık, icra takibi ile ilgili olarak Yargıtay 12.HD'nin 1997 ve 1998 tarihli kararlarında yönetimin hükmü şahsiyeti bulunmadığından bahisle takiplerin iptaline yöneldiği de bilinmektedir. Ancak, yukarıda belirtilen yakın tarihli Yargıtay uygulamaları çerçevesinde takiplerin iptalinin de sözkonusu olmaması gerekir.

Doğrusu, asansör motorunun sökülmesi (herhalde muhafaza tedbiri olarak önerilmektedir.) ya da hidrofor haczi çok ilginç öneriler.

Bir hadisemizde konuyu, 634 Sayılı yasanın 35 inci maddesinin j bendi uyarınca açılan ve yönetime ait banka hesabının haczi suretiyle çözmüştük, belki size de faydası dokunabilir.

Sayın Suat Ergin'in önerdiği gibi kat maliklerine karşı ilamsız takip yapılması da bir diğer çözüm olabilir.

Saygılarımla.