Mesajı Okuyun
Old 16-02-2007, 16:55   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Aİle Konutu (kat MÜlkİyetİne Tabİ Olmayan Fİİlen İkİ Ayri Daİreden İbaret TaŞinmazda)

Sayın Dülger;
Md. 240 katılım paylı mal rejimine ilişkin olarak eşlerin miras ilişkilerini düzenler. Dikkat ederseniz benzer düzenlemeler diğer mal rejimleri için de Örn Md. 255, 279 ve 652 de benzer düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelerin ortak yanı MİRAS PAYINA YETMEZ İSE ÜZERİNE BEDEL ÖDEYEREK konutun mülkiyetinin kazanılmasını düzenler. Bu aile konutu düzenlemesi ile ilgili olmskla birlikte doğrudan sonucu değildir.

Yukarıda da açıkladığım gibi aile konutu olarak saptamanın amacı eşlerden birinin diğer eşin zararına tasarrufta bulunmasını engellemektir. Bu amaçla eşlerden birinin tasarruf yetkisi kısıtlanmaktadır.

Olayımızda ölen eşin tasarruf şansı olmadığından böyle bir önleme başvurulmasının gereği yoktur.

Öte yandan miras hukukuna ilişkin bu hükümleri sadece aile konutu olarak saptanmış evler açısından değil evlilik sırasında birlikte yaşanan konut olarak anlamak daha doğru olacaktır. Burada ölümden önce aile konutu olarak saptamanmış veya özgülemenmiş olmasının çok fazla önemi yoktur.

Benim görüşüm bu şekildedir.

2. HD. 06/6016-14210, 18.10.2006

...
1- Davacı vekili 10.11.2005 tarihli dava dilekçesinde MÜVEKKİLİNİN EŞİNİN .. TAR. VEFAT ETTİĞİNİ MURİS ADINA ... MESKENİN AİLE KONUTU OLDUĞUNUN TESPİTİNE karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece ... talep aşılarak tespiti ile yetinilmesi gerekirken özgülenmeye karar verilmesi..,

2- Müşterek konutun aile konutu olduğunun tepiti istemi eşlere tanınmış bir hak olup, davacı Ceyda'nın AKTİF HUSUMET EHLİYETİ BULUNMADIĞINDAN, Ceydanın davasının husumetten reddi gerekirken...

YKD. Ocak 2007 Sh. 41

Kararda çok açık şekilde anlatılmamakla birlikte sağ kalan eşin açtığı dava ile birlikte yaşanılan konutun aile konutu olarak tepiti istediği anlaşılmaktadır. 2. buzma gerekçesi de benim düşüncemi doğrular niteliktedir.

Bazı arkadaşlar benim Yargıtay kararlarını sevmediğimi düşünüyorlar. Ama sadece Yargıtay kararına dayanarak biçimlenmenin bu tür sakıncaları var. Olay tümü ile aktarılmadığı için yanlış yönlenmemize neden olabilecek bir eksiklik ortaya çıkıyor.

Saygılarımla.