Mesajı Okuyun
Old 28-12-2006, 01:53   #13
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Adil Giray ÇELİK
...şu soruları yanıtlamalıyız.
1.Dava esas defteri incelenmesi için dilekçe zorunlu mudur?
2.Bir vekaletname olmadan avukatın dosya inceleme yetkisi olmasına karşın ESAS DEFTERİ İNCELEMEDE verilen dilekçede sanık ismi, dosya esas no su belirtilmesi zorunlu mudur?
3.Bir avukat tarafından böyle bir dilekçe verildiğini varsaysak bile (ki olayımızda verilmiştir) bu istem reddedilebilir mi?
4.Yargıcın RET gerekçesinde belirttiği İSTEMİN İYİNİYETLİ OLMAMASI GEREKÇESİNİ bir hukukçu olarak nasıl açıklayabiliriz?

1- Dilekçe gerekli olmayıp, avukatın sözlü açıklaması isteğini anlatmaya yeterlidir.
2- (Soruya bağlı kalınarak) Dilekçede belirtilmesi zorunlu değildir. Ek açıklama aşağıdadır.
3- Ret işlemi takdir yetkisi içinde düşünülse bile, hem idare hukuku işlemi olması yönüyle yerindelik ilkesi bakımından ve ayrıca hukuksal işlem olması yönüyle hukuka uygunluk bakımından denetlenebilir derecede açıklıkta, gerekçeli olmak zorundadır.
4- Burada iyiniyet kavramı hukuksal düzeyde nesnel nitelikte olmayıp, günlük kullanım dilindeki her kullananın kendine göre anlam yüklediği görecelilik özellikte olmuştur; çünkü hukukta iyiniyet, "kanunun bir hakkın kazanılması veya yitirilmesi için gerekli gördüğü durumlarda" ele alınabilir.

Alıntı:
2- (Soruya bağlı kalınarak) Dilekçede belirtilmesi zorunlu değildir.

Ek açıklama:
Burada avukatlık hizmetinin niteliği ve özelliğinin ZORUNLU BİR SONUCU OLARAK avukatın gerek sözlü veya sorudaki gibi yazılı durumlarda araştırma nedenini açıklamak şöyle dursun,
AVUKATIN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ nedeniyle AVUKAT ARAŞTIRMA YAPTIĞI KONUYU BİLE AÇIKLAMAMA HAK VE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP OLMALIDIR. AVUKATIN KARAR ALMA SÜRECİNDEKİ BAĞIMSIZLIK VE ÖZERKLİĞİ BUNU ZORUNLU KILMAKTADIR.
ÇÜNKÜ AVUKAT, ÇİĞNENMİŞ, AYAKLAR ALTINA ALINMIŞ BİR HAKKIN AYAKLAR ALTINDAN KALDIRILARAK HAKKIN SAHİBİNE TESLİM EDİLMESİNİ, BÖYLELİKLE BOZULAN HUKUK DÜZENİNİN YENİDEN KURULMASINI DÜŞÜNEN, AMAÇLAYAN, ALACAĞI KARARLAR VE İZLEYECEĞİ YÖNTEMLERLE SAĞLAYAN BİR HUKUKÇUDUR.
Aslında bu konu, yasanın hazırlanması sürecinde İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi içerisinde değişik yönleriyle ele alınarak tartışılmıştı. Bunlardan biri, avukatın kendi vekiledeninin yanlardan biri olmadığı başka deyişle vekiledeninin üçüncü kişi olduğu sözleşme ve/veya kayıtların araştırılması ve örnek alınması sorunu. Örneğin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla borçlu ile üçüncü kişi arasındaki satım söaleşmesi ve buna dayanan tapu kaydının araştırılması ve örnek alınması olasılığı gibi.
Bu konu, avukatlık mesleğine, özgürlüklere, yargı kavramından ne anlaşılması gerektiğine verilecek yanıtlara göre değişkenlik gösterecektir. Yukarıdaki görüşümüz, özgürlükçü hukuk anlayışı çerçevesinde ileri sürülmüştür.

Bunun karşısında, yargı sürecinde yetki tekelinin paylaşılacağı, geleneksel işleyişin bozulacağı, alışkanlıkların yıkılacağı, ilk aşamada sürtüşmelere neden olunacağı, "keyfi" davranacak avukatlara ödün verilmiş olacağı eleştirileri yöneltilebilir. Bunlara verilecek yanıt ise şöyle olmalıdır. Yargı sürecinde örgütlenmiş ve kamusal olanaklarla donatılmış İDDİA makamının yıkıcı ve hatta yok edici gücünün sınırlandırılması ancak ve ancak özgürlüklerle donatılmış SAVUNMA makamı ve O'nun temsilcisi avukata güvenmekle sağlanabilir. Öğretideki iddia ve savunma makamları arasındaki SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ DE bu görüş uygulanarak sağlanabilir.

"Hukuk bir sanattır ve her hukukçu bir sanatçıdır" sloganı Çağdaş Avukatlar Grubu yönetimi zamanında İstanbul Barosu resmi sitesinin özdeyişi olmuş İDİ.

Saygılarımla.


Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık