Mesajı Okuyun
Old 11-06-2013, 00:17   #1
Abalı

 
Varsayılan Kendimle Muhabbet

Kendinde baş başa kalınca nasıl da döküyorsun içindekileri bir bir...

Başkalarıyla birlikteyken, kendine çok kızıyorsun değil mi?.. Kendin gibi davranamıyorsun, kendin gibi olamıyorsun. Onların yanında yaptıklarına sen de şaşırıyorsun. Sen, aslında o başkalarının yanında olduğun kişi değilsin ama şu lanet olası toplum kuralları denen ve kimin koyduğu belli olmayan cisimsiz yasalar... Bunlar bağlıyor elini kolunu...

Mesela şu merhaba, nasılsınız, ben de iyiyim, teşekkür ederim, buyrun oturun dediğin kişiyle aslında iyi bir kafaları çekip, sokak lambasının altında daha uzağa sigara izmariti fırlatma yarışı yapmak hiç fena fikir değil... Ama yapamazsın, çünkü ne sen sensin, ne de karşındaki kişi o... İkiniz, sadece adı konulmamış bir tiyatronun oyuncularısınız ve yapmanız gerekenleri yapıyorsunuz...

İnsan böyle durumlarda, karşısındakini tanıyamıyor değil mi?.. Çünkü kalabalık içinde, hiç kimse kendisi değildir ve herkes birbirinin fotokopisidir adeta. Sadece yapılması gerekeni yapar, söylenmesi gerekeni söylerler...

Herkes dağılıp, kendi başına ıssız odanda tek kaldığında ancak düşünebilirsin bütün bu olanları. Acaba gündüz kalabalık içerisinde gördüğün ve sadece söylemen gerekenleri söyleyerek konuştuğun kişi, şimdi seni görse ne derdi?.. İşe yaramaz bir kaçık olduğunu düşünürdü muhtemelen değil mi?..

Gece boyunca rutubetli bir odada oturup sabaha kadar içip yazan bir adamın, bu çağda kaç kişinin ilgisini çekmesi mümkündü ki?..

Hadi o zaman, seni bilmeyen ve tanımayan, sadece adını bilen herkesin şerefine kaldır bu kadehi...

Gerçi bu halini bilenler de oldu ama hangisinden hayır gördün ki?.. Hepsi bir bir gitmediler mi?.. Bu gece, bundan iki, yıl önceki halin gibi tek başınaysan, arada neler olup bittiğinin bir önemi var mıdır ki?..

Gece uzun olduğu için bu düşünceler kafandan gitmeyecek... En iyisi içkinden sert bir yudum almak...