Motorlu araçlar da gayrimenkuller gibi tescile tabi mallardır. Dolayısı ile bunların mülkiyeti "noterde yapılacak resmi satım sözleşmesi + trafik siciline tescil" ile geçer. Bu iki unsur mülkiyet hakkının elde edilmesi için gereklidir. Hal böyle olunca motorlu aracın haczi haciz şerhinin aracın trafik siciline tescili ile gerçekleşir. Aslında hukukumuzda kaydi haciz, fiili haciz diye iki farklı haciz türü yoktur. Fiili haciz denilen şey, mahcuzun muhafaza altına alınması ve bu sırada genellikle muhafazayı yapan icra müdürünce (ya da istisnai hallerde bilirkişi yardımı ile) kıymet takdiri şeklinde oluyor. Her ne kadar kıymeti takdir olunmamış bir malın haczinin de tamamlanmış olmayacağı gibi bir düşünce ileri sürülebilir ise de ben kişisel olarak bu görüşte değilim. Kıymet takdiri sadece satışın yapılabilmesi için tamamlanması gereken bir işlemdir. Bu nedenlerle haciz şerhinin trafik siciline kayıt tarihi haciz tarihidir ve sıra bu tarihe göre belirlenir. Zaten trafik sicilleri de bu şerhi gün, saat, dakika belirterek işliyorlar. Saygılarımla.