Mesajı Okuyun
Old 22-05-2008, 16:15   #5
Ersin KUŞ

 
Varsayılan Takibiniz iptal edilirse TTK m.644'de dayalı olarak dava açmanızı öneririm

T.C.
Y A R G I T A Y
19.HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I
Esas Karar
2002- 8423 2002-7094
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Hatay 3.Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :2.2.2001
Nosu :718-49

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 450.000.000.-TL alacaklı olduğunu, davalının aleyhine girişilen icra takibine karşı haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibinin dayanağı olan çekin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını, davacının temel ilişki iddiasının da bulunmadığını, beyan ederek davanın reddini ve davacının %40 kötiniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece, çekteki imza inkar edilmediğinden, borcun ödendiği de savunulmadığından davalının çek nedeniyle borçlu olduğu kabul edilmiş ve itirazın kısmen iptali ile takibin 559.350.000.-TL üzerinden %80 reeskont faizi ile devamına, asıl alacağın %40'ı olan 180.000.000.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çeke dayalı müracaat hakkı (çekin süresinde ibraz edilmemesi sebebiyle) düşmüş olan hamilin alacağına dava yoluyla kavuşabilmesi için ya doğrudan doğruya temel ilişkiye dayanarak bir tahsil davası, ya da TTK'nun 730/14.md. yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken ve aynı yasanın 644.md.sinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluna başvurması gerekir. Davacı da yukarıda belirtildiği gibi haciz yoluyla icra takibi yapmış, itiraz üzerine aynı nedene (sebepsiz iktisaba) dayanarak itirazın iptalini istemiştir. Başka bir deyimle davada temel ilişki iddiasına dayanılmamıştır.
Bu durumda somut olay yönünden uyuşmazlığın TTK.nun 644.md. hükmü çerçevesinde çözümlenmesi gerekmekte olup davalı keşideci sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlayamadığından sonucu itibariyle doğru olan hükmün bu gerekçeyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle HUMK.nun 438/son md. gereğince hükmün belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1998/5470
Karar: 1998/7225
Karar Tarihi: 27.10.1998
ÖZET: Davada davacı hamil ile davalı keşideci arasında bir temel borç ilişkisi bulunmadığından davacı itirazın iptali davasını münhasıran çeke dayandırmıştır. TTK.nun 644. maddesine dayalı bir sebepsiz iktisap davasıda tamamen kambiyo hukukundan kaynaklanan bir dava türü olmasına ve HUMK.nun 74 ile 75 e 76. maddeleri uyarınca hakimin bir davada sadece tarafları ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepleri ile bağlı olup, kanunları re'sen tatbik ederek uyuşmazlıkları sonuçlandırmak görevi ile yükümlü bulunmasına nazaran mahkemece davanın TTK.nun 644. maddesine göre yorumlanmış olmasında ve buna göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Taraflar arasındaki iş ticari nitelikte olduğuna göre 3095 S.K.nun 2/3. maddesinde düzenlenen kısa vadeli krediler için öngörülen reeskont oranında faize hükmedilmesi ve bu faiz oranının T.C. Merkez Bankasından sorularak belirlenmesi gerekirken dayanağı ve niteliği belli olmayan %80 oranında faiz uygulanması doğru görülmemiştir.
(6762 S. K. m. 644) (1086 S. K. m. 74, 75, 76) (3095 S. K. m. 2) (YİBK. 04.06.1958 T. 1958/15 E. 1958/6 K.)
Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 24.3.1998 tarih ve 47-328 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı borçlunun keşide ettiği çekin ciro vasıtasıyla müvekkiline geldiğini, davalı ile yapılan görüşme neticesinde ödeneceği düşüncesi ile çeki ibraz müddetinde yazdırmadığını, çek bedelinin 3.2.1997 tarihine kadar beklenmesine rağmen ödenmemesi üzerine icra takibine bağlandığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini beyanla asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline ve %40 oranında tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, borçları bulunmadığını, çek vasfını taşımayan bir belge ile icra takibi yapıldığını beyanla davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatı verilmesini istemiştir.

Mahkemece, dava, temel ilişkiye dayanarak genel hükümlere göre açılmış alacak davası olarak değerlendirilerek, davaya konu çekin
yazılıdelilbaşlangıcı
olduğu ve davalı tarafça çekteki imza inkar edilmediğinden çek tutarının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre TTK.644. maddesi göz önüne alınarak tahsiline karar verilir gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne çek bedeli olan 42.500.000 liranın keşide tarihi olan 30.9.1997 tarihinden itibaren %80 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı vekilinin 10.3.1998 tarihli dilekçesi ve bu dilekçeyi açıklayan 24.3.1998 tarihli celsedeki beyanına göre TTK.nun 644. maddesi çerçevesinde dava, sebepsiz iktisap davasına dönüşmüş bulunmakla bir alacak davasıdır. Davanın bu niteliğine göre icra inkar tazminatın hükmedilmemesi doğru olup davacı vekilini temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davalı vekilinin temyizine gelince: dava her ne kadar itirazın iptali davası olarak açılmış isede yukarıda açıklandığı üzere davacı vekilinin beyanı ile TTK.nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz iktisap davasına dönüşmüştür.

Davacının bu konuya ilişkin beyanı bulunmasa dahi bilindiği üzere TTK.nun 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası kambiyo hukukuna dayalı bir dava çeşitidir. Çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına daa yoluyla kavuşabilmesi için önünde iki seçenek bulunmaktadır. Hamil ya doğrudan temel borç ilişkisine dayanarak bir tahsil davası açacak ya da TTK.nun 70/14. bendi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken ve aynı yasanın 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluna başvuracaktır. Davada davacı hamil ile davalı keşideci arasında bir temel borç ilişkisi bulunmadığından davacı itirazın iptali davasını münhasıran çeke dayandırmıştır. TTK.nun 644. maddesine dayalı bir sebepsiz iktisap davasıda tamamen kambiyo hukukundan kaynaklanan bir dava türü olmasına ve HUMK.nun 74 ile 75 e 76. maddeleri ile 4.6.1958 tarih 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca hakimin bir davada sadece tarafları ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepleri ile bağlı olup, kanunları re'sen tatbik ederek uyuşmazlıkları sonuçlandırmak görevi ile yükümlü bulunmasına nazaran mahkemece davanın TTK.nun 644. maddesine göre yorumlanmış olmasında ve buna göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin bu yöne ilişkin ve sair temyiz itirazları yerinde değildir.

3- Ancak; taraflar arasındaki iş ticari nitelikte olduğuna göre 3095 S.K.nun 2/3. maddesinde düzenlenen kısa vadeli krediler için öngörülen reeskont oranında faize hükmedilmesi ve bu faiz oranının T.C. Merkez Bankasından sorularak belirlenmesi gerekirken dayanağı ve niteliği belli olmayan %80 oranında faiz uygulanması doğru görülmemiş olup hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte yazılan nedenlerle davacı vekilinin, 2 numaralı bentte
yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 3 numaralı bentte yazılı nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı
fazla alınan 766.100 lira harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27.10.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları