Mesajı Okuyun
Old 11-05-2008, 13:29   #19
üye14540

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım öneriniz yerinde olabilir, ancak şu anki sistemde bu mümkün değildir, yargılama hemen hemen yargıç üzerine kurulmuştur( 3 sacayağı ideali ne yazık ki pratikte pek işlememekte), hazırlık soruşturmaları; iş yoğunluğu, teknik olanaklar eksikliği, personel eksikliği gibi nedenlerle eksik olmaktadır, hakim önüne gelen davayı en adil biçimde sonuçlandırmak zorundadır, bazen tarafların ve delillerin yetersiz olmalarından eksik olan hususları ve soruları sormak zorunluluğunu hissetmektedir, vicdani kanının oluşması kolay değildir. Yargılama yönteminin tamamen değiştirilmesi ve buna uygun alt yapının hazırlanması durumunda öneriniz gerçekleşebilir. Hakimler de zaten soru sormak için yanıp tutuşmuyorlar. Ancak gerek C.savcısı, gerek savunma avukatı( müdafi) ya da katılan vekili dosyaya yeterince hazırlanmamışlarsa(çoğunlukla da böyledir ne yazık ki), ifadelerin alınması sırasında dosyanın aydınlığa ulaşması için gerekli soruları sormamaktadırlar, bu bakımdan hakimin soru sormaması durumunda dosyada eksiklikler ortaya çıkabilecektir. Tanıkların sözleri kesilmeksizin dinlenmesi gerekir diye bir meslektaşımız CMK hükmünü anımsatmış, tabi ki bu doğru, ama ifade sırasında çoğu tanık soru sorulmadan konuşmamakta, çoğu zaman gereksiz şeyleri anlatmaktadır, gerek baskı gerekse başka nedenlerle işin özüne bir türlü gelmemektedirler, bu nedenle hakim tanığa soru sormak zorunda kalmaktadır, ne yazık ki pratikte delillerin tartışılmasını büyük oranda duruşma sırasında hakimler yapmaktadırlar, olması gereken ise, yargıç sadece duruşmayı yönetmeli, tutanak yazdırma olayının kaldırılması, stenograf ya da başka kayıt sistemlerinin devreye girmesi ve duruşmada olan bütün konuşulanların ve ifadelerin kayda girmesi, bunun sonradan dosyaya eklenmesi, uzmanlaşmış, bağımsız bir kalem teşkilatının oluşturulması, hakimlerin idari görevlerinin kaldırılması, hakimlerin gerçek faaliyetleri olan yargılama faaliyetine görevlendirmeleri, yani hakim duruşma yönetip, duruşmayı izlemeli ve karar verip bunun gerekçesini yazmalı, gerisini ise uzmanlaşmış kalem personelinin ve savcılığın yapması sağlanmalıdır. Hakimlerin hakimlik görevi dışında bir çok idari görevleri vardır, bazen bu idari görevler yargıçların gerçek yargısal faaliyetlerini bile yapamaz hale getirmektedir. Sonuç olarak sizin belirttiğiniz yöntemi çoğu yargıç da istemekte, ancak bunun için CMK'da büyük değişikliklerin yapılması gerekir. Ne yazık ki uzun süre hakimleri duruşmalarda konuşurken göreceksiniz)))))))