Mesajı Okuyun
Old 17-04-2008, 17:17   #9
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

Sayın karabekir; daha önceki mesajalrda da belirtmiştim. Hukuçu olmak olaylara objektif bakabilmeyi gerektirir. Benim de benzer olay başıma geldi. Taahhüdü ihlalden hapis cezası çıkacaktı. Tanıdığım, "benim ne ilgim var, birşey olmaz" diyordu. Açıklama yaptım ancak o da biraz sizin gibi düşünüyordu. Dilekçesini yazıp, yargıtay kararlarını da ekleyerek gönderdim duruşmaya. Ve ekledim: "Bu alacaklının yasal hakkı, alacağını bir şekilde tahsil etmek zorunda." Neyseki geçersiz bir taahhüttü, tebligat usulsüzdü, kefile icra emri gönderilmemişti, çağrı kağıdı başka adrese tebliğ edilmişti vs vs.. Alacaklı yasal hakkını kullandı haklı olarak. bizde icra kefili-sanık olarak yasal haklarımızı kullandık ve olay çözümlendi. Ülkemiz gerçeklerini daha doğrusu borçluların durumunu genel olarak dikkate alırsak, gayet yerinde bir düzenleme. 337/1' de iptal edildi, ancak yasal düzenleme için yürürlük tarihi sonraya bırakıldı. Yapılacak yasal düzenleme m.76 ile bütünlük oluşturacak ve mal beyanında bulunmama suçuna yine hapis cezası çıkacak. Ve unutulmamalı ki, ceza her durumda çıkmıyor, süresinde ve usulüne uygun mal beyanında bulunmazsanız çıkıyor Süresinde ve usulüne uygun mal beyanında bulunduğunuz takdirde böyle bir riskle karşılaşma durumunuz yok. Bu da borçlunun yasal hakkı

Asıl sorun bu değil biliyorum; ancak, tartışılması da faydalı oldu. Teşekkür ederim.

Saygılarımla..