Mesajı Okuyun
Old 20-09-2011, 15:20   #13
hukukbilgisi

 
Varsayılan Ayrılık Yolunda Sinsi Tuzaklar

Ayrılık Yolunda Sinsi Tuzaklar

Geçtiğimiz günlerde Oklahoma Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir araştırmanın sonucu açıklandı. Buna göre kadınlar, evli veya sevgilisi olan erkekleri daha çekici buluyormuş. Bu çekici bulma hadisesine bir de isim bulunmuş: Angelina Jolie Sendromu!..

Bu menfi olguya Angelina’nın isminin verilmiş olması, beni ziyadesiyle rahatsız etmiş olduğundan, araştırmaya müdahale etme gereği duyuyorum. Lütfen, böyle sevimsiz hadiselere Angelina’m bulaştırılmasın.

Birçok erkek, yukarıdaki araştırmayla ilgili haberi okuyunca, ister istemez şöyle düşünmüştür: “Üleeen, kendime bir sevgili veya eş yapsam var ya, ne biçim karı-kız götürürüm.”

Böyle düşünen hemcinslerimizi sayıyla kendilerine gelmesi gerektiğini ihtar ediyorum evveliyetle. Biz burada kolay ayrılmanın yollarını anlatıp duralım, sonra Oklahomalı’nın biri çıksın, evliliği erkek için cazip hale getirmeye çalışsın!.. Doğal olarak buna izin veremeyiz efenim.

Ayrılma konusunda uzmanlaşmak isteyen okurlarımızı, buna benzer sinsi tuzaklar konusunda ikaz etmeyi temel bir görev sayıyorum. Sevgili okurlarımızdan şu cümleyi yüksek sesle tekrarlamalarını rica ediyorum:

“Çekici olmaya eyvallah, ancak çekici olmam için evli olmam gerekiyorsa çekici olmayı reddediyorum.”

***

Türk Medeni Kanunu’ndaki boşanma sebepleri, genel bir çerçeve içinde ifade edilmiş olduğundan; hangi olay ve olgular bizi boşanmaya götürür sorusunu elbette haklı olarak soruyorsunuz.

Ankara 5. Aile Mahkemesi Hakimi Şerafettin Şanver, evli çiftlere yol göstermek amacıyla yazmış olduğu "Evliliğin Kırmızı Çizgileri" isimli kitapta, sizlere bu konuda yol gösteriyor.

Sayın Şanver, Yargıtay kararlarından da yararlanmak suretiyle, biz ayrılma yolunun yolcuları için güzel bir Yol Haritası hazırlamış. Kendisine ellerine sağlık diyor ve kitaptaki boşanma sebeplerinden kimilerini sizler için buraya alıyoruz.

“Dedikodu çıkarmak,
Eşiyle alay etmek,
Aile sırlarını açıklamak,
Eşe hakaret etmek,
Eşini sevmediğini söylemek,
Cimri olmak,
Aşırı borçlanıp eve haciz getirmesine neden olmak,
Kumar oynamak,
Eşin hastalığı ile ilgilenmemek,
Cinsel ilişki kuramamak,
Çocukları aşırı şekilde dövmek,
Eşe eşya fırlatmak,
Eşi ısırmak,
Tedavi yerine üfürükçüye götürmek,
Tarikat toplantılarına katılmak,
Sebep olmaksızın banyo yapmamak,
Eşlerden birinin diğerinin cebinden habersiz para almak,
Ağzı kokmak,
Tedaviden kaçmak,
Kocasının isteğine aykırı örtünmede ısrar etmek,
Eşin karşı koymasına rağmen yurtdışına çıkmak (dini inanışı gereği umreye gitse dahi), bakire olmamak (eşin daha önceden bilgisi yoksa),
Beddua etmek,
Cinsel uyum ve doyumun sağlanmaması,
Sarhoş olup evin eşyalarını kırmak,
Uzun süre ilişki kurmamak,
Cumhuriyete karşı faaliyette bulunmak,
Borcunu ödememeyi alışkanlık haline getirmek,
Kadının evlilik öncesi ilişkiye girdiğini söylemesi,
Aşırı derecede kıskançlık,
Eşinin erkekliği olmadığını başkalarının yanında söyleyip küçük düşürmek,
Kısır olmak,
Eşinin ameliyat olan annesini ziyarete göndermemek,
Eşini sosyal ortamdan soyutlamak,
Evlilik öncesi nişanlısı ile görüşmek,
At yarışı oynamak,
Ailenin ekonomik durumunu tehlikeye düşürmek,
'Seni boşadım; boşsun' diyerek karısını evden kovmak,
Eşinin çalışmasına izin vermemek,
Kocayı dövüp hakaret etmek,
Kocanın çalışmaması,
Kararlaştırılan günde düğün yapılmasına karşı çıkmak.”

Oklahoma Üniversitesi, söz konusu araştırmasıyla itibarını yitirmiş olduğundan, bundan sonra Oklahoma Üniversitesi kaynaklı araştırmalara itibar etmemenizi siz sevgili okurlardan özellikle rica ediyorum. Ayrılma çabalarımızın sabote edilmesine müsamaha göstermeyiniz. Abuk subuk araştırma sonuçlarını asla “sık kullanılanlar” listenize eklemeyiniz (Bu yazıyı yazmak için ben ekledimdi, ama yazı bitince derhal sildim).