Mesajı Okuyun
Old 08-09-2006, 13:53   #2
medenikal

 
Varsayılan

II. Paylaşma sözleşmesinin geçersizliği
MADDE 680.- Borçlar Kanununun geçersizliğe ilişkin genel hükümleri, paylaşma sözleşmeleri hakkında da uygulanır.


T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :

Esas Karar
98/11795 98/13642
YARGITAY İLAMI
15.12.1998

Özet:Taksim szleşmesi tapu siciline tesil edilmedikçe paydaşların
mülkiyetini lehtara geçirmez. Bu akit iltizamı bir akit olup,ifa isteme hakkı
doğurur ve 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Bu süre ferağ elinde bulunnan
taşınmaz yonünden bu sebeple zaman aşımı işlemez.


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * temyiz edenler vekili avukat
N. Ç. geldi. Karşı taraf tebliğata rağmen gelmediler. Gelenin
konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için
duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Taksim sözleşmesi hukuksal niteliği itibariyle bir borç doğurucu
işlemdir. Sözleşmelerin doğumuna, ifasına ve sona ermesine ilişkin Borçlar
Hukuku kurallarına tabidir(M.K. md. 5, M.K. Md. 611).

Medeni Kanunun miras yolu ile kazanılması hükümleri miras bırakanın
ölümü ile ona ait taşınmazların mirasçılara intikali ile ilgili olup,
mirasçılar arasında taksim yoluyla iktisap haline uygulamaz. Zira yasada bu
hal tescilsiz iktisap hali olarak öngörülmemiştir.

Tapu sicil tüzüğünün 19. maddesi tapuda yapılacak tescillerde tapu
memurunun ne şekilde hareket edeceğine, hangi belgeleri arayacağına ilişkin
olup, mülkiyetin iktisap anına dair değildir. Bu anı Medeni Kanunun 633.
maddesi gayri menkul mülkiyetinin kazanılması için tapu siciline kayıt
şarttır, Şeklinde açıkca belirtilmiştir. Medeni Kanunun 634. maddesi
mülkiyeti nakleden akitlere aittir. Taksim mukavelesi mülkiyeti nakleden bir
akit sayılamaz. Bu akit iltizami bir borç ilişkisini doğurur. Borç
ilişkisinden doğan ifayı talep hakkı belli bir sürenin geçmesi nedeniyle
zaman aşımına uğrayabilir. Borçlar Kanunumuz zaman aşımını borcu sona erdiren
sebepler arasında saymıştır.

Miras taksim sözleşmelerinden doğan borçlar için kanunda özel bir
zaman aşımı öngörülmediğinden 10 yıllık zaman aşımına tabidir(B.K. Md. 125).
Zaman aşımını kesen ve durduran nedenlere ilişkin hükümler miras taksim
sözleşmeleri için de geçerlidir.

Miras taksim sözleşmesinde zaman aşımının başlanğıcını taşınmaz mal
satış vaatlerinde olduğu gibi ferağ ümüdünün kesildiği an olarak kabul etmek
gerekir. Öyle ise miras taksim sözleşmesi ile mirasçılara verilmesi
kararlaştırılan taşınmaz mallar üzerinde taksim sözleşmesine uygun olarak
zilyetlik kurulmuşsa zaman aşımı işlemez.

Bu durumda dava konusu 13 sayılı parsele ait kadastro beyannamesi,
tutanağı ve dosyası getirtilip, kadastro tesbit tarihi belirlenip, payların
teşkilinden sonra taksim sözleşmesine uygun olarak zilyetliğin kurulup
kurulmadığını araştırmak, bütün bu deliller birlikte değerlendirilerek zaman
aşımının geçip geçmediğini tesbit etmek gerekirken, işaret edilen yönler
üzerinde durulmadan, sözleşme tarihi itibariyle zaman aşımının
gerçekleştiğini kabul etmek usul ve yasaya aykırıdır.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan
hükmün BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 20.000.000.-lira
vekalet ücretinin * davalılardan alınıp * davacılara verilmesine, temyiz
peşin harcın yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.
15.12.1998 (Salı)