Mesajı Okuyun
Old 17-11-2006, 21:32   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

(attorneytalay)ın sözünü ettiği Newyork sözleşmesi ile diğer sözleşmeler , nafaka alacaklarında tenfizi kaldırmamış , ancak tenfiz konusunda bazı kolaylıklar getirmiş, tenfizi kabul etmeyen ülkeler yönünden o ülkede yeniden nafaka kararı alınmasını sağlamıştır.

Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ‘nün 01/01/2006 tarihli genelgesinde , nafaka alacaklarında ; New York ve Lahey Sözleşmesinin birlikte uygulanarak tenfizinin Bakanlık aracılığıyla sağlanabileceği açıklanmıştır.

Somut olayda, Nafaka kararı Almanya’da alınmış ise de , Türkiye’de bulunan avukat vasıtasıyla takip edildiğine göre, artık sözleşmeler gereği Bakanlığın aracı kılınması gereği kalmamıştır.

Soru sahibinin de belirttiği gibi dava müşterek milli hukuka tabidir. Esasen yabancı mahkeme de Türk hukuku uygulanmıştır. MÖHUK. 7 md.sine göre zaman aşımı süresi de Türk hukukuna tabi olacaktır.

Nafaka ilamlarının icraya konulması ve takibi zamanaşımına tabi tutulmuştur. İİK.nun 39 uncu mad. göre tahukkuk tarihinden geriye doğru 10 yıl evvelsine ait biriken nafakalar zamanaşımına uğradığı gibi BK. 135/2 mad.göre bu olayda kararın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle ilama bağlı nafaka hükmü zamanaşımına uğrar.

Nafaka ilamları ile ilgili kural ; hüküm tarihinden itibaren 10 yıl geçirilmeden hüküm kesinleştirilip hükmün icrası sağlanmalı ve 10 yıl içinde icraya konulduktan sonra 10 yılı geçmemek şartı ile devamlı takip edilmelidir.

Somut olaydaki olasılıklar ;

1. Nafaka ilamı 10 yıl içinde Almanya’da icraya konulmuş ve 10 yılı aşan bir süre ile takibe ara verilmemiş ise, ilamın tenfizi sağlanarak Türkiye’de icraya devam edilmesi imkanı vardır.
2. Nafaka ilamı ilk defa Türkiye’de icra edilecekse, anlatıma göre BK. 135/2 md.deki 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Bu yönden tenfiz davasında zamanaşımı def’i ile karşılaşılabilir.
3. Zamanaşımı def’i ileriye sürülmezse sorun önemli ölçüde çözümlenir. Tenfizden sonra icra takibinde artık BK 135/2 deki def’i ileriye süremez. Fakat biriken nafakalar yönünden İİK 39 md.deki zamanaşımı def’inde bulunabilir. Bu takdirde sadece takipten önceki 10 yılı aşan süreye ait biriken nafakalar zamanaşımına uğramış olur.
4. Tenfiz davasında , zamanaşımı definde bulunulursa , yabancı mahkeme ilamının nafaka bölümü ayrık tutularak boşanma ile ilgili bölümünün tenfizine karar verilir. İştirak nafakası davaları çocuk ergin oluncaya kadar her zaman açılabileceğinden , boşanmanın tenfizinden sonra yetkili mahkemede bağımsız iştirak nafakası davası açılabilir. Bu durumda bu dava tarihinden itibaren iştirak nafakası tayin edilebilir. Diye düşünüyorum.

Saygılarımla.