Mesajı Okuyun
Old 31-12-2010, 19:05   #4
ekrem200

 
Varsayılan

E. 1991/10-330
K. 1991/436
T. 25.9.1991
� HİZMET TESBİTİ ( Hak düşürücü süre )
� ÇALIŞMA SÜRESİNİN TESBİTİ ( Hak düşürücü süre )
� HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Çalışma süresinin )
� DİRENME KARARINI TEMYİZ EDEMEYECEK OLANLAR
1086/m.429, 432
506/m.79/8

ÖZET : 1. Çalışma süresinin tesbitine yönelik davalar, çalışılan yılın sonundan itibaren hesap edilecek 10 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Çalışma 506 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1965 yılından önce bitmiş ise süre 1965 yılından itibaren işlemeye başlar.

2. Davanın kabulüne ilişkin ilk karar, davalılardan DLİ. Müessese Müdürlüğü tarafından temyiz edilmemiş, bu davalı yönünden kesinleşmiştir. Bu sebeple ilk kararı temyiz etmeyen davalının, bozmadan sonra verilen direnme kararını temyiz etmeye hakkı yoktur.

DAVA ve KARAR: Taraflar arasındaki "çalışma süresinin tesbiti" davasından detayı yapılan yargılama sonunda; Şenkaya Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.5.1990 gün ve 1990/6693 sayılı kararın incelenmesi davalılardan SSK vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 15.11.1990 gün ve 1990/67349479 sayılı ilamı:

( ... Davada, davacının Balkaya Madencilik şirketine ait işyerinde 1.1.196315.7.1964 tarihleri arasında çalıştığı halde Kuruma bildirilmediği ileri sürülmüş, sigortalı niteliğindeki bu hizmetlerinin tesbitine karar verilmesi istenmiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/8. maddesine göre bu tür istemlerin kabulüne karar verilebilmesi için çalışılan yılın sonundan itibaren anılan maddede öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmemiş olması gerekir. Hak düşürücü sürenin başlangıcı işin terkedildiği yılın sonundan itibaren işlemeye başlar. Şayet çalışılan dönem Sosyal Sigortalar Kanununun yürürlük tarihinden önce geçmiş ise, o dönemde yürürlükte olan mevzuatta hak düşürücü süreyi düzenleyen herhangi bir hüküm bulunmadığından on yıllık süre anılan Kanunun yürürlüğe girdiği 1965 yılı sonundan itibaren işlemeye başlar.

Olayda davacının 1964 yılında işini terkettiği, bilahare 11.8.1978 yılında TKİ'ye bağlı DLİ'nin işyerine girdiği işe giriş bildirgesinden anlaşılmaktadır. Bu durumda 506 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 1965 yılının sonundan itibaren on yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra yeniden işbaşı yaptığı, böylece davanın hak düşürücü süreyle uğradığı gözönünde tutulmaksızın yazılı düşüncelerle dayanın kabulü yolunda hüküm kurulmuş olması usule ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

1 Davanın kabulüne ilişkin ilk karar, davalılardan DLİ müessese müdürlüğü tarafından temyiz edilmemiştir. 0 itibarla bu davalı hakkındaki hüküm kesinleştiğinden, direnme kararını temyize hakkı bulunmadığı cihetle temyiz dilekçesi reddedilmelidir.

2 Diğer davalı SSK.nın temyizine gelince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: 1 Davanın kabulüne dair ilk karar davalılardan DLİ Müessese Müdürlüğü tarafından temyiz edilmemekle kendisi yönünden kesinleştiğinden direnme kararını temyize hakkı bulunmadığı cihetle temyiz dilekçesinin ( REDDİNE ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,

2 Davalılardan SSK. Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.