Mesajı Okuyun
Old 09-06-2010, 00:59   #1
Zamanakarsi

 
Varsayılan Ceza Mahkemesi kararlarında müdafii savunmalarına yer verilmemesi

Saygıdeğer Meslektaşlarım!

Bir ceza davasında müdafii olduğum kişi hakkında elime bugün itibarı ile geçen gerekçeli kararda tek satırda bile ismimin geçmediğini, savunmalarıma yer verilmediği, bir bakıma benim taraf olarak yok sayılmış olduğumu gördüm. Sanık müdafii olarak tek değinildiğim yer kararın sonunda yer alan.... "müdafiin yüzüne karşı sanığın yokluğunda" diye yazılmış olan cümledeki yüzümden bahsedilen kısımdır.

Delillerin tartışılması veya müzakere edilmesi bir kenara dursun en başında müdafiin emeğine sonrasında konumuna yapılan bir hakaret olarak algılamaktayım bunu.

Dosya 10 yıla yakın bir süredir devam etmiş bir dosya ve karakol ifadesi üzerine 8 yıl kadar sonra talimat ile alınan müşteki ifadesi ve yakalama ile alınan sanık ifadesi dışında hiçbir şey eklenmemiş diyebilirim.

Bu dosyada 4 sayfalık esasa ilişkin yazılı savunma vermiş ve savcının değişmesi nedeni ile alınan ek mütalaaya karşıda 3 sayfalık ek savunma yazmıştım. Yani dosyadaki emeğim herkesinkinden fazla. Buna rağmen gerekçeli karar da varlığım belli değil.

Dosya ise tam bir trajedi ve toplumca zaten dışlanmış bir sanığın önceki suçları nedeni ile somut olaydan bağımsız olarak "vurun abalıya " şeklinde yargılandığı, Müştekinin 8 yıl sonra olayın tamamını değiştirerek verdiği ifade ile hüküm kurulan tam bir hukuksuzluk örneği. Örneğin müşteki 8 yıl önce müvekkilin dükkanına... tarihinde .. nin gelip bıçakla tehtid ettiğini söylerken 8 yıl sonra aynı olay için benim müvekkilin o kişi ile birlikte gelip silah çektiğini ve bir takım malları aldığını söylüyor ki inanılmaz bir şey.

Mahkemenin defalarca dikkati çekiliyor ve 2 kez yazılı savunma veriliyor. Ancak mahkeme burnunun ucunda vızıldayan sinek muamelesi yapıyormuş meğer. Ve savunmalarımı dinlemediği gibi yazılı savunmalarımda okunmamaış. Gerekçeli kararda adımız yok. Savunmamız yok. Müşteki olayın aslını istediği gibi değiştiriyor mahkeme " hay hay" diyor.

Şimdi size soruyorum . Bence artık hakaret haline gelen ve özellikle ceza mahkemelerinde rastladığım bu tutum hakkında ne düşünüyorsunuz. Ben diyorumki çoğunlukla müvekkillere güven verme ve hukukçuluğumuzu sergileme imkanımız ceza mahkemelerinde elimizden alınmakta keyfi uygulamalar olmakta ve prestijimiz tamamen haksız şekilde saldırıya uğramakta. Sizin görüşleriniz nelerdir.

Ricam bu konuda biraz dertleşmemizdir. Saygılarımla...