Sayın Meslektaşlarım;

Katkılarınızı beklediğim bir sorum var. Öncelikle konuyu anlatmakta yarar var. Olay şöyle;

Arsa sahibi ile müteahhit arasında 08.04.1996 tarihinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılıyor. Müteaahit inşaat devam ederken kendi payına düşen dairelerden birini 20.11.1996 tarihinde kendi aralarında yaptıkları adi şekilde düzenlenmiş bir sözleşme ile (A)'ya satmıştır.

Müteahhit aynı daireyi 17.12.1996 tarihinde ise; noterde düzenlenme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile (B)'ye satmış olup kaba inşaat olarak teslim etmiş ve karşılığı olan parayı da peşin almıştır.
"Müteahhit (A)'nın hiçbir ödeme yapmadığını (B)'nin ise tüm ödemeyi yaptığını beyan etmiştir." Satış sözleşmesi tapuya şerh verilmemiştir.

(B) dairenin kalan ince işlerini kendisi tamamlamış "buna ilişkin faturalar ile dairede oturmakta olduğuna ilişkin su, elek. v.s faturalar mevcut" ve 2004 yılından bu yana da dairede oturmaktadır. Toprak sahibi ile ve müteahhit ile herhangi bir sorun olmamakla birlikte herhangi bir ücret ödememiş, teslim almamış ve sonradan ortaya çıkan (A), elindeki Adi Şekilde Düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesi ile hak iddiasında bulunmakta ve dairenin kendi adına tescilini talep etmektedir.

Sorum şu;
Hukuki yönden, Noterde Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile Adi Şekilde Yapılmış Satış Vaadi Sözleşmesi arasındaki ispat kuvvetini yansıtan bilgi ve özellikle Yargıtay Kararı arıyorum.

Katkılarınız için şimdiden çok teşekkürler.