Mesajı Okuyun
Old 29-12-2012, 18:12   #4
eray

 
Varsayılan

Sn Meslektaşım,

Müşterek hesaplarda, hesap sahipleri arasındaki hukuki ilişki, "vekaletsiz iş görme" olarak değerlendirilir ve 10 yıllık zamanaşımı sözkonusudur.

Aşağıya karar örneğini ekliyorum. Karar, KAZANCI YAYINLARIndandır.

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1579

K. 2002/2539

T. 21.3.2002

• MÜŞTEREK MEVDUAT HESABI ( Hesabın Sahiplerinden Birinin Borcundan Dolayı Hesaptaki Paraların Haczi )

• MEVDUAT HESABININ MÜŞTEREK HESAP OLARAK AÇILMASI ( Diğer Müşterek Hesap Sahibinin Borcundan Dolayı Hesaptaki Paraların Haczi )

• BANKA HESABINDAKİ PARANIN HACZİ ( Müşterek Hesaptan Diğer Kullanıcının Borcu Nedeniyle Para Haczedilmesi )

2004/m.106,89

ÖZET : Davacının talimat ve muvafakatı ile açtırdığı mevduat hesapları müşterek hesap olarak açılmış ve davacı açılan hesapların müşterek hesap olduğunu, hesap bakiyesinin tamamına kadar herbirinin ayrı ayrı para çekmeye yetkili olduklarını, bu hususta yapılacak işlemlerden bankanın sorumlu tutulmayacağını ayrıca yazılı olarak beyan ve taahhüt etmiştir. Bu durumda diğer müşterek hesap sahibinin borcundan dolayı hesaptaki paraların haczedilmesinde hukuka aykırılık yoktur.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 12.12.2000 gün ve 1999/574-2000/1027 sayılı kararı onayan Dairenin 15.10.2001 gün ve 2001/4919-7922 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan 5 adet mevduat hesabının kardeşi Aysun Balin ile müşterek hesap olması için talimat verdiğini, ancak, kardeşinin bunu istememesi yüzünden gerçekleşmediğini, buna rağmen kardeşinin Maliye Bakanlığına borcu nedeniyle davacı hesaplarındaki paranın %50 sinin Bakanlık hesabına aktarıldığını ileri sürerek ( 1.736.147.000 )lira ile 1.500 USD.nın faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, hesabın müşterek hesap olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacı mevduat hesabının müşterek hesap olmadığı halde davadışı Balin borçları için aktarma yapılmasının usulsüz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairemizce onanmıştır.

Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dava, banka hesabındaki paranın haksız olarak üçüncü kişiye ödendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davacı, davalı banka nezdinde açtığı 5 adet mevduat hesabının dava dışı kardeşi F.Aysun Balin ile müşterek hesap olarak açtırdığını ve hesap kartonunu imzaladığını kabul etmekte, ancak F.Aysunun bilahare bunu kabul etmediğini ve gerekli belgeleri imzalamadığını, artık bu hesabın müşterek hesap sayılamayacağını ileri sürmektedir.

Müşterek mevduat hesap ilişkisinde, birden fazla kişinin birlikte hesap açarak tek başına veya birlikte hesaptan para çekme amaçlanmaktadır. Bu surette açılan müşterek hesapta hisselerin birbirine eşit olması esas olup, hesap sahiplerinden birinin kendi hissesi oranından fazla para çekmesi ve tasarrufta bulunması vekaletsiz işgörme hükümlerine tabi olacaktır. Davacının talimat ve muvafakatı ile açtırdığı mevduat hesapları müşterek hesap olarak açılmış ve davacı açılan hesapların müşterek hesap olduğunu, hesap bakiyesinin tamamına kadar herbirinin ayrı ayrı para çekmeye yetkili olduklarını, bu hususta yapılacak işlemlerden bankanın sorumlu tutulmayacağını ayrıca yazılı olarak beyan ve taahhüt etmiştir.

Ayrıca, somut olayın özelliğine göre, davacının kardeşi olduğu anlaşılan F. Balin'in vergi borcu nedeniyle bu hesaptaki parası üzerine icrai takip yapıldıktan sonra böyle bir dava açılması dikkat çekici olup ve tamamen MK.nun 2.maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.

Bu durumda mahkemece, davalı bankaca yapılan işlemde usulsüzlük bulunmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve Dairemizce de onanması doğru olmamış, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüne, Dairemizin 15.10.2001 tarih ve 2001/4919-7922 sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 21.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.