Mesajı Okuyun
Old 28-03-2005, 17:28   #6
DenizSu

 
Varsayılan

Değerli üyeler,

Konuya ilgi uyanmış olmasına teşekkürlerimi iletiyorum.
Yanıtlarda farkettiğim temel konulara açıklık getirmek istiyorum.

Sayın Admin,

Uluslararası kimi anlaşmalar sonucu yazılım geliştirme , kullanma konusunda TC'i bağlayıcı hükümlerin varlığını , varsa neler olduklarını bilmiyorum. Bunu mesleki ortamlarda pek duymadım, ama muhtemeldir. Bu yönden araştıracağım...

Ancak uluslararası kurumların kendi tekdüze sözleşmelerini önümüze koydukları doğrudur. Kişisel deneyimlerim çerçevesinde söylüyorum, onlarla özel şartlar eklemede çok daha hızlı ve karşılıklı hakkaniyete uygun çözümler geliştirebildik.

Microsoft'u burada ayırıyorum, çok ince dokunmuş, hırslı bir pazarlama anlayışı vardır. Yine de, O kurum ABD'de savcılık tarafından antitröst yasaları gereği açılan davalarda, ayrı şirketlere bölündü...

Sayın Konuk,

Bilişim alanında, yazılımın işlediği veriler , söylediğiniz gibi yazılımcı tarafından geliştirilmiş çok özgün yapılarda uzun yıllardır tutulmuyor. Çok az kimi yerli yazılımımız bu durumda kalmış olabilir, onları ayırıyorum. Genel olarak veriler, görünebilecek okunabilecek, ilişkisel veri tabanlarında tutulmaktadır (ürün adları ile Oracle, Sybase, IBM DB2, Microsft SQL Server,....).

Bilişimci olmayan üyelerimiz için ek: Bu veri tabanları denen şeyler de aslında bir yazılım ürünüdür ve kullanımları lisanslıdır. Bir uygulamanın verileri bu yazılımların marifeti ile, çeşitli tablolarda tutulur. Bu tabloların kolonları ve satırları arasında kimi bağlantılar, kimi alanların değerleri ise geliştirmecinin tasarımına bağlıdır. Görünür, okunur ama anlaşılmayabilir, içerik ve nerede nasıl kullanıldığı bağlamında...

Bu olaydaki yazılım, TC yasalarına uygun olarak, çalışanlar için maaş hesaplama, yani BORDRO yazılımıdır. Yerli bir firma tarafından geliştirilmiştir. Bilinen ilişkisel veri tabanlarını kullanmaktadır. (biz veri tabanını, tabloların içinde neler yazıldığını, tabii ki görüyoruz.) Ancak görülen tabloların içeriğinin yorumlanması, genel kural olarak, basit değildir, çoğu zaman bütünüyle anlaşılması mümkün de değildir.
Yani tabloların tamamen apaçık görebilmesine rağmen, kişinin adını soyadınının yazıldığı alanlar gibi, her görülen bilgi anlamlı değildir ayrıca anlamlandırılması gerekir. Dolayısı ile kurum, tamamen kendisine ait olan (hatta bu olayda daha da öte, çalışanlara ait olan) verinin yapılandırılmasını çözemediği sürece o veriden yararlanamaz. Bilişim tekniği açısından bu yapılandırma tam olarak çözülemeyebilir. (Müzisyen dinlediği müziğin notalarını kaleme alabilir ama bir bilişimci önüne konan eseri deşifre edemez)


Yazılım, kullanan kurumun çalışanlarını, aylık ücretleri, maaşdan doğan kesinti, hakediş, vergi v.b bağlamında diğer kuruluşlara verilecek bilgiler çerçevesinde ilgilendirmektedir yazılımın çalışması. Dolayısı ile yazılımın çalışmaması, aksaması , yazılımı kullanan kurumdan daha fazla , çalışanlara da zarar verebilecektir.


Sayın Gemici,

Yazılım ürününü işletmeci olarak kullanmaktan kastınızı ürünü kullanan tüketicinin tüzel kişilik olması nedeniyle "tüketici" sayılmayacağı mıdır?

Ben kendi aklımca, özel veya tüzel kişi olmayı, mal veya hizmet tüketicisi olmak bağlamında farklı yorumlatan bir unsur olarak düşünmemiştim. Yasalarımız bunu açıkca söylüyor mu doğrusu bilmiyorum.

Yine bahsettiğim gibi, bilgisayar yazılımları, özel kimi diller (aslında onlarda yazılım ürünü) ile geliştirilirler. Geliştirildikleri halleri ile önünüze konulmuşlarsa bile ancak o dili biliyorsanız anlarsınız. Ha bilmiyorsanız, önce o dili öğrenir, sonra okur anlarsınız. Tıpkı önce müzik eğitimi alıp, ardından duyduğunuz eseri notaya alabilmeniz gibi. Engel yok, gerekli eğitime sahip olmanız yeter.


Bilişim ürünleri açısından faklılık şuradadır, bilgisayar dilinde yazılmış apaçık deyimler, bilgisayarda çalışmazlar. O deyimler bir tür dönüştürücü işlemden geçirilir , derlenir ve artık hiçbirşekilde okunamaz hale gelmiş ,ancak çalışabilir şekilleri kullanılır. Bu dönüştürme işlemi yapılmak zorundadır. Böylece yazılım geliştirmeciler, bilgisayardaki bu teknik zorunluluğun sonucunda doğal olarak oluşan maskelemeyi kullanarak apaçık deyimleri (kaynak kodlar) vermemenin yolunu bulmuş olurlar.

Tabii ki, bu kodları satın almak denenebilir, ama ederi için emsal yoktur, tarife yoktur TC'de....

Yukarıda ürünün niteliklerini ve aksamasından doğacak zararın etkileyebileceği diğer tarafı ifade ettim.

Bu açıklamalardan sonra, yazılım sahibinin dayatma gücünü, yazılımı değiştirmenin, verileri yeni yazılım için kullanılacak hale dönüştürme zorlukları ve bunları aşmak için gereken zaman , emek ve para külfeti yanısıra, çalışanların uğrayabileceği mağduriyetten de aldığı ortadadır.

Bugünkü dünya gerçeklerinde, 100'den fazla insanın çalıştığı bir işletmenin, çalışanların ücret tahakkuklarına ait aylık ve diğer dönemsel işlemleri elle yetiştirmesinin neredeyse imkansız olduğu gerçeği de dikkate alınarak, yazılımın , bana göre, tüketicisi (illa tüketici haklarını koruma yasası bağlamında düşünelim diye söylemiyorum) durumundaki kurumu kollayıcı dayanak yok mudur?