Mesajı Okuyun
Old 10-06-2007, 19:06   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Az önce kendi davam için karar ararken, aşağıdaki karara rastladım. Karardaki işçinin çalıştığı iş de sizin müvekkilinizle aynı...

Saygılarımla

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1979/9-175
K. 1981/607
T. 18.9.1981
• ALACAK DAVASI ( Bordrolarda Fazla Çalışmaya İlişkin Sütun Bulunması )
• BORDROLARDA FAZLA ÇALIŞMAYA İLİŞKİN SÜTUN BULUNMASI ( Bu Sütunun Boş Bırakılması )
• İŞÇİNİN FAZLA ÇALIŞMA YAPMADIĞININ KANITI OLMAMASI ( Bordrolarda Fazla Çalışmaya İlişkin Sütun Bulunmasına Rağmen Bu Sütunun Boş Bırakılması )
1086/m.287
1475/m.35
ÖZET : Bordrolarda fazla çalışmaya ilişkin sütun bulunup da bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez. Fazla çalışma tanıkla ispat olunabilir.

DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Zonguldak 4. İş Mahkemesince davanın kısmen reddine dair verilen 17.4.1978 gün ve 954-464 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.5.1978 gün ve 7294-7824 sayılı ilamiyle, ( ..Bordrolarda boş fazla çalışma sütunu bulunması ve davacının ön koşul ( ihtirazi kayıt ) dermeyan etmeden ücretlerini imza karşılığı alması onun fazla çalışmadığına delil teşkil etmez. Dosyadaki toplanan delillere göre işyerlerinde fazla çalışma yapılıyorsa, bunun süresinin tesbiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirdi.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :

Davacının, davalıya ait fırın işyerinde hamurkar yardımcısı olarak çalışmakta iken işine son verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla çalışması varsa bunun parasal karşılığını isteyebilip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Mahkeme, ücret bordrolarının ön koşulsuz ( ihtirazı kayıtsız ) imzalanmış olması nedeniyle artık davacının fazla çalışma ücreti isteyemeyeceği gerekçesiyle bu yöndeki isteğin reddine karar vermiştir.

İlke olarak, işçi fazla çalışma yaptığını tanıkla ispat edebilir. Tanık sözlerinin değerlendirilmesi açısından gerektiğinde fazla çalışıldığı iddia olunan işin niteliği itibariyle fazla çalışmaya elverişli bulunup bulunmadığı hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Öte yandan, bordrolarda fazla çalışmaya ilişkin sütun bulunup da bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez ve böyle bir bordronun işçi tarafından ön koşulsuz ( ihtirazi kayıtsız ) imzalanmış bulunması da bu haktan feragat edildiği anlamında yorumlanamaz. Çünkü, bilndiği gibi ön koşul ( ihtirazi kayıt, ) belli hakları kullanmak konusunda serbestisini muhafaza etmek isteyen tarafın bu konuda vaki beyanıdır. O halde bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, işçi tarafından imzalanan belgede ayrı bir sütun bulunmasına rağmen hiç bir işçiye fazla saat ücreti tahakkuk ettirilmemiş ise; bu takdirde bordroyu imzalayan işçilerin ayrıca ön koşul ileri sürmesi gerekmez. Buna karşılık aynı bordroda fazla çalışma olmadığı açıkça yazılı olan ya da bir kısım işçilerin fazla çalışma ücretine hak kazandıkları yazılı bulunan durumlarda, fazla çalışma yaptığı halde kendisi için bir tahakkuk yapılmadığını yada eksik yapıldığını gören işçi bordroyu imzalarken bu yönde bir öne koşul ileri sürmek zorundadır, aksi halde ön koşulsuz bordroyu imzalaması bu haktan feragat anlamına gelir.

Olayımızda, aylık ücretlerin ödenmesine ilişkin basılı bordrolarda bütün işçiler yönünden ( fazla çalışma ücreti ) sütunu boş bırakıldığına göre; yukarda kısaca belirtilen ve özellikle Hukuk Genel Kurulunun 13.4.1977 gün, 9/1646 E. 359 K. ve yine 30.3.1979 gün, 9/699 E., 357 K. sayılı içtihatlarında da açıkça vurgulanan ilke uyarınca, bu bordroların ön koşulsuz imzalanmış olması fazla çalışma yapılmadığının ya da bu haktan feragat edildiğinin kanıtı olamaz. Bu durumda iddia hakkında tanık dinlenmekle beraber, az yukarda açıklanan yönde bilirkişi incelemesi de yaptırılması gerekir.

O halde, davacı vekilinin dayandığı bordroların fazla çalışma sütununun boş olduğu gözetilip, Özel Daire bozma kararında da öngörüldüğü biçimde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bundan zuhul olunması usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle kabulüyle, HUMK. nun 429 maddesi gereğince direnme kararının BOZULMASINA, 18.9.1981 gününde üçte ikiyi geçen oy çokluğuyla karar verildi.