Mesajı Okuyun
Old 22-12-2006, 18:43   #2
yargıç isa

 
Kitap .........

Çevre hakkının öznesi çevrenin ta kendisi, nesneside insanlar olduğu kanatindeyim. Özne ortadan kalkarsa, nesnede haliyle diskalifiye olur. Anayasada da buna yönelik doğru bir düzenleme yapılmıştır. İnsanların temiz bir çevrede, insanca yaşaması devletin vatandaşına sağlaması gereken sosyal haklardandır ve vatandaşında çevreyi koruması devlete/topluma karşı bir ödevidir.

Başka ülkelerin anayasalarını, kendimizinkine kıyaslamak ne derece doğru bilmiyorum. Bizim vatandaşlarımızın ve yöneticilerimizin, çevre konusunda diğer batı ülkelerine kıyasen daha bilinçli ve dikkatli olduğunu zannetmiyorum. Bu yüzden uygulanması için anayasada düzenlemeye gerek görmeyebilirler ama bizim gibi çevrenin hiçe sayıldığı bir ülkede çevrenin korunması ile ilgili düzenlemenin en üst norm olan anayasada düzenlenmesini doğru buluyorum.
Anyı şekilde 169. madde de ormanların korunmasını düzenlemekte. Bu gibi hükümlerin anayasada yer alması belki,(1) değiştirilmesi zor norm olması, (2)siyasi iktidarın kararnamelerine bağlı olarak işine geldiği gibi çıkar amaçlı düzenleyemeyeceği nedeni ile birilerini rahatsız etmektedir.

Havadaki yüksek kükürt gazı nedeniyle ölen kişilerin yaşam hakkı ihlal edilmiyor mu?Peki Devlet bireylerin yaşam hakkını korumak zorunda mı? Bu hak hukuk devletinde anayasal hak değil mi?....

saygılarımla...