Mesajı Okuyun
Old 12-04-2008, 12:34   #19
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Değerli meslektaşlarım,

Bu forumda benim değil , ama bir meslektaşımın başından geçen (geçmekte olan) bir olayı tartışmaya açmak istiyorum:

Düşünün ki, bir tapu iptal davası açtınız, diyelim ki dava değeri de oldukça yüksek (Yahut bir icra dosyasında alacaklı vekilisiniz ve borçlunuz icra dosyasına sizin, aslında başka işleri nedeniyle yeni anlaştığı vekiliniz olduğuna dair bir beyan dilekçesi ve vekaletnameyi ekliyor) ve siz davayı kazanmak/takibi sonuçlandırmak üzeresiniz. Karar duruşmasından önce dosyanızı incelediğinizde, dosya sizi ilginç bir sürprizle karşılıyor: Bakıyorsunuz ki açtığınız davanın davalısı, sizden "Avukatım" diye söz ediyor ve size çıkarmış olduğu vekaletnameyi ekleyerek, ilgili ilgisiz takip konusunda anlaştığınızı iddia ettiği dava dosyası dışı sair işlerinden söz ediyor. Ancak böyle bir anlaşma değil, birebir görüşme dahi yok.


Böyle bir olayın gerçek olduğuna inanmak her yönüyle çok zor. Ancak gerçek olduğunu düşünerek şunu söylemek gerekir ki kanaatimce yukarıda vurgu yapılan beyan karşısında cezai bir yaptırım mümkün değildir. Avukatın gerçekten bu dava için karşısında yer alan kişinin başka bir iş nedeniyle vekaletnamesini alması yasal olarak zaten mümkündür. Dolayısıyla ne avukata karşı suç isnadı ne de yargı görevi yapanı etkileme suçunun oluşacağını düşünmüyorum.

Fakat burada olaydaki avukatın hemen azledilmesi, tarafların birbiriyle anlaşarak avukatı devre dışı bırakma yoluna başvurduklarını açıkça göstermektedir. Yukarıda söylediğim gibi avukatın başka bir iş için karşı taraftan vekaletname alması mevcut dava için azil sebebi de olamayacağından haksız azil sebebiyle müvekkil aleyhine de dava açılarak oluşan zararın tazmini yoluna gidilmelidir. Karşı taraf bakımından ise Borçlar kanunun 41. maddesi tartışılabilir.

Tüm bunların yanında avukatın ikinci vekaletname nedeniyle işi reddetmesi gerektiği yönündeki açıklamalara da katılmıyorum. Avukat kendisine teklif olunan işi sebep göstermeden reddedebilir(Av.K. m.37). Kanunun bu açık düzenlemesi karşısında avukatın red hakkı öncelikle kendisine bir iş teklifinin yapılmış olması ile doğar. Avukatın onayına ihtiyaç duyulmaksızın çıkartılmış olan vekaletname avukata bir iş teklif edildiğine karine oluşturmaz. Bu nedenle avukat, onayı alınmaksızın kendisine vekalatname verilmiş olması nedeniyle hatta olaydaki gibi mahkeme dosyasına ibraz edilmiş olması hasebiyle işi reddetmesi yükümlülüğü ile bağlı tutulmamalıdır.