Mesajı Okuyun
Old 17-03-2011, 18:34   #5
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ncoban
İyi günler.Taraflar arasında 09.04.2009 tanzim tarihli bir kira sözleşmesi yapılmış.Bu sözleşmeye kiranın başlangıç tarihi de 15.04.2009 olarak yazılmış ve kiracıdan yine 15.04.2009 tarihli bir tahliye taahhütnamesi alınmış.Tahliye ile okuduğum kitaplarda kira sözleşmesinin yapılmasından ve taşınmazın anahtarının kiracıya teslim edilmesinden sonra yapılan tahliye taahhütnameleri geçerlidir diyor;ancak eğer yanlış hatırlamıyorsam Yargıtay kira sözleşmesinden sonra 1 ay geçmeden dahi alınan tahliye taahhütnamesine şüpheli bakmakta.Şimdi bizim bu olayımızda alınmış olan bu tahliye taahhütnamesi geçerli midir değil midir?Bu konuda yardımcı olan meslektaşlarıma şimdiden taşekkür ederim.

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 1991/1187
K. 1991/1624
T. 8.2.1991
� TAHLİYE DAVASI ( Yazılı Taahhüt Nedeniyle )
� TAAHHÜT NEDENİYLE TAHLİYE ( Kira İlişkisi Sırasında Yapılan Taahhüt )
� SERBEST İRADEYE DAYANMAYAN TAAHHÜT ( Geçersiz Olması )
� TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN GEÇERSİZ OLMASI ( İlk Sözleşme Kurulmadan veya Kurulurken Alınmasının Serbest İradeye Dayanmaması )
6570/m.7/a

ÖZET : 4.10.1944 tarih ve 20/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, ilk kira ilişkisi kurulmadan veya kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin serbest iradeye dayanmaması nedeniyle geçersizliği kabul edilmiştir. Hiç kuşkusuz kira ilişkisi kurulduktan, kiralanan taşınmaz kiracının kullanımına geçtikten ve 6570 sayılı Kanunun kiracıyı koruyan hükümlerine tabi olduktan sonra alınan tahliye taahhütleri geçerli olup 6570 sayılı Yasanın 7/a maddesinde de bu hal tahliye nedenlerinin başında yer almıştır.

Aynı gerekçe ile tevali eden sözleşmelerle alınan tahliye taahhütlerinin de geçerliliği 3.11.1980 gün, 2/3 ve yine 4.11.1985 gün, 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçelerinde kabul edilmek suretiyle bu konudaki tereddütler giderilmiş ve o tarihlerden itibaren uygulamalarda bir süreklilik ve istikrar sağlanmıştır.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, yazılı taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar; 1.1.1989 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartına göre alınan tahliye taahhüdüne istinaden taşınmazın tahliyesini istemişlerdir.

Davalılar, bu taahhüdün ilk sözleşme ile alındığını ve serbest irade mahsulü olmadığını ileri sürerek davanın reddine ileri sürmüşlerdir.

Gerçekten; 4.10.1944 tarih, 20/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre ilk kira ilişkisi kurulmadan veya kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin serbest iradeye dayanmaması nedeniyle geçersizliği kabul edilmiştir. Hiç kuşkusuz kira ilişkisi kurulduktan, kiralanan taşınmaz kiracının kullanımına geçtikten ve 6570 sayılı Kanunun kiracıyı koruyan hükümlerine tabii olduktan sonra alınan tahliye taahhütleri geçerli olup 6570 sayılı Yasanın 7/a maddesinde de bu hal tahliye nedenlerinin başında yer almıştır. Aynı gerekçe ile tevali eden sözleşmelerle alınan tahliye taahhütlerinin de geçerliliği 3.11.1980 gün, 2/3 ve yine 4.11.1985 gün, 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçelerinde kabul edilmek suretiyle bu konudaki tereddütler giderilmiş ve o tarihlerden itibaren uygulamalarda bir süreklilik ve istikrar sağlanmıştır.

Davalılardan Hüseyin ile ilk kira sözleşmesi 1.1.1981 tarihinde bir yıllık olarak kurulmuş ondan sonra bu ilişki 6570 sayılı Yasanın 11. maddesine göre seneden seneye yenilenmek suretiyle sürdürülürken, taşınmaz bir ara Hüseyin tarafından oğlu Faruk'a devredilmiş ve bu devir davacılar tarafından kabul edilmiş ve 1.1.1989 tarihli kira sözleşmeside yine taşınmaz davalı Hüseyin'in kullanımı ve dolayısıyla 6570 sayılı Yasanın himayesi altında iken boşaltılıp davacıya teslim edilmeden yenilenen sözleşmede Faruk'ta birlikte kiracı olarak gösterilmiştir. Bu sözleşme davalı Hüseyin için yeni bir sözleşme sayılamayacağı gibi, Faruk için de serbest iradeyi ortadan kaldıracak yeni bir ilişki sayılamaz. Bu nedenlerle 1.1.1989 tarihli sözleşme ile alınan taahhüde itibar edilip İİK.nun 272. maddesine göre süresinde kullanılan takip sebebiyle tahliyeye karar vermek gerekirken aksi düşünce ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulması icabetmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi gereğince hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Yukarıdaki karardan göre, tahliye taahhüdünün geçerli olabilmesi için; sözleşme kurulduktan ve kiracı kiralanan da oturmaya başladıktan sonraki bir tarihte verilmiş olması gereklidir diye bir anlam çıkıyor. Ama tabi kararın zıt anlamından bu sonuç çıktığı için tamamiyle sizin olayınıza uygulanablir olduğunu düşünmüyorum.

Şahsi kanaatim ve yanında çalıştığım avukatlarla ortak kanaatimiz; sözleşme kurulmuş ve artık kiracının tahliye taahhüdü vermek için bir baskı kalmamıştır. Müzayaka halinin bulunmasına imkan yoktur. Bu nedenle verilen taahhüt geçerlidir. Her ne kadar yargıtayın kiracı oturmaya başlamadan önce verilen tahliye taahhütleri geçersizdir şeklinde başka kararları mevcutsa da ben sizin olayınıza benzer bir olaya ilişkin karar rastlamadım. Verilmiş olan söz konusu kararlarında benzer olduğunu düşünmemekteyim.