Mesajı Okuyun
Old 24-02-2012, 15:43   #1
efekankaptan

 
Varsayılan Yargıtay'ın alt mahkeme gibi davanın reddine karar vermesi

Bugün elime bir Yargıtay kararı geçti söz konusu karar 2010 yılında verilmiş. Benim bildiğim Yargıtay'ın 3 tane kararı bulunabilir : Bozma, onama, düzelterek onama. Sanırım benim bilmediğim bir nokta sebebiyle Yargıtay ilk derece Mahkemesi gibi kararın altına imza atıyor. Kaçırdığım bir nokta mı var yoksa karar da bir yanlışlık mı ben içinden çıkamadım. Yorum ve görüşlerinizi bekliyorum, bir de siz el atın lütfen duruma... Karar şöyle:

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : .......
KARAR NO : .......
MAHKEMESİ : .........
TARİHİ : ..........
NUMARASI : ............
DAVACI : XXXX
DAVALI : XXXX
DAVA : Davacı, işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi XXXX tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, sözleşmesinin feshedildiğinin sözlü olarak bildirildiğini, feshin geçerli nedene dayanmadığını, açık ve kesin neden bildirilmediği gibi savunmasının da alınmadığını belirterek, feshin geçersizliğine, işe iadeye ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin tarafların karşılıklı iradesi ile sona erdirildiğini, haklarının ödendiğini, davacının çalışma şekli, hal ve tavırlarının şirket çalışma düzenine uymadığının genel müdür tarafından konuşma sırasında davacıya bildirilmesi üzerine davacının da ayrılmak istediğini ifade ettiğini, mağdur olmaması için bu ortak kararın işveren feshi olarak gösterildiğini, haklarını alan davacının ibraname imzaladığını, ayrıca davacının işveren vekili olduğunu, işgüvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını savunmuştur.
Mahkemece feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle işe iadeye ilişkin verilen karar, Dairemizce davalı tarafın işçinin işveren vekili olduğu yönündeki savunması değerlendirilmek üzere araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkeme, davacının imza yetkisine dair belgeler ile organizasyon şemasını dosya arasına almıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, imza yetkisinin bulunup bulunmaması işin yürütümü ile ilgili bir durumdur, tek başına işveren vekilliği hususunu göstermez. Organizasyon şeması dikkate alındığında ise davacının ürün yönetim müdürü olarak doğrudan genel müdüre bağlı olduğu görülmektedir. 4857 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir. İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri yasal düzenlemenin ilk bölümüne göre, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcılarıdır.
Organizasyon şemasına göre, davacı doğrudan genel müdüre bağlıdır. Bu haliyle işveren vekilinin yardımcısı olduğu ve işgüvencesi kapsamında bulunmadığı açıktır. İşe iade isteğinin reddi gerekirken yazılı şeklide kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
ESAS NO : .........
KARAR NO : ...........
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 72.10 tl yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 20.12.2010. gününde oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx