Mesajı Okuyun
Old 22-12-2006, 18:08   #6
erdal7

 
Varsayılan

Sayın arkadaşlar olayın çözümü İİK 71 değildir.

Sorunun soruluş ve iddia ediliş şekli ve de belirtilen somut olayda , borçlu davacı , açtığı menfi tespit davası ile temlik alacaklısına karşı daha önce temlik borçlusuna yaptığı ödemeyi ileri sürmektedir.

İİK 71 madde ilamsız takipte , takibin kesinleşmesinden sonraki bir evrede borcun ödenmiş olması sebebi ile İcra hakimliği nezdinde itfanın ileri sürülüş biçimi ile ilgilidir.

Burada olayın çözümü HUMK 299 maddede aramak gerekmektedir.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 1973/1983
K. 1974/2958
T. 31.5.1974
• SONA EREN ALACAĞIN TEMLİKİ ( Borçlunun Alacak Hakkının Sona Erdiğini İleri Sürmesi )
• ALACAK HAKKININ SONA ERMESİ ( Borçlunun Temlik Edilen Kişiye Karşı da İleri Sürmesi )
• TEMLİK EDİLEN KİŞİYE KADAR İLERİ SÜRME ( Alacak Hakkının Sona Ermesi )
1086/m.299,300
818/m.167
ÖZET : Alacak hakkının sona erdiğini, borçlu temlik edilen kişiye karşı da ileri sürebilir.

DAVA : Davacılar avukatı; müvekkilerinin davalılara borçlu olmadıklarının tesbitini istemiştir.

Yapılan yargılama sonunda; sabit olmayan davanın reddine karar verildiğine ilişkindir.

Temyiz eden ve duruşma isteyen: Davacılar avukatı.

İşin duruşmaya bağlı olduğu anlaşılarak ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden adına avukat E.G. ile diğer taraf R.R. adına avukat M.A.`nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:

KARAR : 1 - Uyuşmazlık davalılardan M.K. yararına tesis edilmiş 19.4.1961 günlü 40.000 liralık borç senedinden doğmuştur. Davacılar borçlarının üçüncü kişi K. eliyle 13.7.1964 ve 3.12.1963 günlü 20 şerden toplam 40000 lirayı ödemeyle düştüğünü ileri sürüp olumsuz saptama istemektedirler. Çünkü alacaklı M.K. 40.000 lira alacağını 25.10.1965 günü R.R.`ye temlik etmiş, bu yolla alacağı iktisap eden R.R. asıl borçlu davacılara karşı icra kovuşturmasına girişmiş, kovuşturma kesinleşmiştir. Davada borcun ödendiği ileri sürelerek olumsuz saptama istenilmektedir. Davacı "borçlular davada 10.10.1964 günlü ve aynen 40.000 lira kırk bin lirayı aldığıma dair makbuzumdur. K.`nın Rize`den gönderdiği, davacılardan alacağı olan 40.000 ( kırk bin lirayı ) Aralık 1963 de 20.000 lirasını ve 13.7.1964 de de yirmibin ( 20.000 ) lirasını İskenderun ... Bankasından aldım. Alacağım kalmamıştır. Hiçbir suretle alacaklı değilim. 10.10.1964 M.K. imza" sözlerini kapsayan ibranemeye dayanmaktadırlar. Alacaklı M.K., esas hukuku yönünden 19.4.1961 gününde doğmuş olan alacağın borçlular adına üçüncü kişiden 3.12.1963 de ve 13.7.1964 de tamamen tahsil edip alacak hakkı düştükten sonra ve bu yönü tesbit eden 10.10.1964 günlü ibranameyi eski borçlularına verdikten sonra eren hakkı sürüp gitmekte ve mevcutmuş gibi 25.10.1965 günü R.R.`ye temlik yetkisine haiz değildir. Çünkü temlik bir hakkı mevcut değil iken doğurmaz ve mevcut olmayan bir hakkın temliki temlik edilen kişiyi alacaklı durumuna sokmaz. Borçlar Yasası`nın 167. maddesi hükmünce bu alacak hakkının düştüğünü, sona erdiğini, borçlu temlik edilen kişiye karşı da ileri sürülebilir. O halde esas hukuku yönünden belirtilen olaylara göre davanın istek doğrultusunda karara bağlanması zorunludur.

2 - Usulün 299. maddesi hükmünce resmi olmayan belgeler tarihleri yönünden üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez. Ancak Usulün 300. maddesi hükmünce ibraya ilişkin belgenin geçerliliği asıldır. Belgede tesbit edilen ibranın greçeğe uygun olup olmadığı bu yönü ileri süren kişi tarafından isbatlanmak gerekir. Davalı R.R. kendisine temlik edilen alacağın daha önce ödenme yoluyla tamamen düştüğü konusundaki iddianın ve bunun dayanağı olan 10.10.1964 günlü belgenin gerçeğe aykırılığını isbatlamış değildir. O halde olumsuz saptamaya karar verilmemiş olması usul hukuku açısından bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 31.5.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu karar bence doğru yalnız bu kararın aksine ( Bence yanlış olan ) kararlar da mevcut örnek;

6.HD. 21.11.1963 4687/4753 (OLGAÇ BK 1977/III S. 621)

Eski malik ile kiracı arasındaki sözleşmeye göre her ay kiranın peşin ödenmesi gerekmektedir. Kiralanan yerin satışından az evvel sözleşmenin teslimat hanesinde yıllık kiranın eski malike ödendiği yazılıdır. Bu ödeme Humk 299 maddesine uygun tasdik edilmemiş olduğuna göre yeni maliki ilzam etmez.

Kanatimce bu ikinci karar hatalıdır. Fakat 299 maddenin lafsına uygun gelmektedir. Çünkü imzası ikrar edilen adi senetteki imza ve tarih emza eden (sahibi) ve mirasçıları hakkında geçerlidir.Üçüncü yani senette taraf olmayan kişiler hakkında hüküm ifade etmez.

Saygılarımı sunarım. Av.Erdal