Mesajı Okuyun
Old 21-03-2011, 14:38   #8
Av.Onur Tunga

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.02.2005 tarih ve 2005/12-21 Esas ve 2005/4 Karar sayılı kararından;

Somut olayda: ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasında aynen "birlikte çalıştığı daimi işçisi Erol Altınışık imzadan imtina ettiğinden evrak mahalle muhtarı Hasan Hüseyin Baytuğ'a tebliğ edildi. 2 nolu ihbar kağıdı kapıya yapıştırıldı. Keyfiyet işçisi Erol Altınışık'a bildirildi." açıklaması yer almaktadır.

11.12.2003 tarihinde yapılan tebliğ işlemindeki bu açıklama; adreste muhatabın bulunmaması nedeniyle tebligatın, 7201 sayılı Kanunun 17. maddesinde sayılan ve tebliğ sırasında adreste hazır bulunan daimi işçisine yapılmak istendiğini, ancak adı geçenin imzadan ve tebellüğden imtina nedeniyle aynı Kanunun 20. maddesinde yapılan atıfla yine aynı Kanunun 21. maddesine göre tamamlandığını göstermektedir.

Tebligat 7201 sayılı Kanunun 20. maddesine göre değil, açıklandığı şekilde 21. maddesine göre yapıldığına ve bu maddede de tebliğ tarihi "İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih" olarak düzenlendiğine göre, ödeme emri borçluya 11.12.2003 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yasal süre geçtikten sonra 26.12.2003 tarihinde yapılan şikayet süresinde değildir.

Şikayetin süre yönünden reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.